Büyük resme odaklanmak

Murat BERK
Murat BERK UZMAN GÖRÜŞÜ

Aylardır ifade etmeye çalıştığımız nedenlerden ötürü öngördüğümüz trendler piyasalarda gerçekleşti. Bunlar arasında özellikle doların yükselişi, faizlerin yükselmesi ve verim eğrilerinin dikleşmesi tüm piyasaları yakından ilgilendiren gelişmeler.

Nitekim DXY endeksinin Eylül dibinden bu yana yüzde 4 yükseldiğini, USD/JPY çaprazının son üç ayın en yüksek seviyesine yükseldiğini gördük. TL de hem USD/TRY bazında hem de sepet bazında rekor seviyeleri gördü. Reel efektif döviz kuru olarak baktığımızda ise TL değerinin, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) en son Eylül’de geçici değerlemesine göre 99.74 seviyesinde olduğunu görüyoruz. Bu seviye Aralık 2015 seviyesindeki 97.49’un hala üstünde ve sözgelimi Eylül 2015’deki seviyesinin yüzde 10,2’nin de üstünde. Reel kur hesap konusunun karmaşık ve belirsizlik taşıyan bir konu olduğunu da hesaba katıp, TCMB’nin hesabını ve verisini kullanarak TL’nin reel değerine bakarsak nominal olarak rekor düşük seviyelerde olan TL aşırı değer kaybetmiş izlenimi yaratsa da aslında reel olarak durumun farklı olduğunu düşünebiliriz. Bütün gelişmelere rağmen TL’nin aşırı değer kaybına uğramadığını söyleyebiliriz.

Gün içi, günlük haber ve veri akışı bir yana, doların yükselişi, faizlerin yükselmesi ve verim eğrilerinin dikleşmesi trendlerini oluşturan faktörlerin henüz değişmediğini düşünüyoruz. Anlık haber ve veri akışı ve bununla ilgili hızlı yorum trafiği piyasalar ile yakından ilgilenenler için çok önemli. Fakat büyük resmin de göz ardı edilmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Sadece piyasaların ve yatırımcıların değil, ülke ekonomilerinin, finansal ve reel sektördeki şirketlerin ve çoğu birey açısından güçlü, uzun soluklu trendlerin çok daha önemli olduğunu düşünmeye devam ediyorum.
Daha kısa vadeye bakacak olursak ise bu hafta açıklanacak ABD tarım dışı istihdam verisi, ISM imalat ve hizmet endeksleri, Amerika Merkez Bankası’nın (FED) FOMC toplantısı, Japonya Merkez Bankası (BOJ) ve İngiltere Merkez Bankası (BOE) toplantıları, yurtiçinde ise Ekim ayı enflasyon verisi takip edilecek. ABD verilerinde ABD tahvil faizleri üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturabilecek nitelikte güçlü sinyaller, gelişmekte olan ülke piyasaları gibi riskli varlıklar üzerinde baskı yaratabilir. Daha zayıf veriler ise kısa vadeli aşırı alım bölgesindeki dolar endeksinde kar satışlarına neden olabilir ve bu aralarında Türkiye’nin de bulunduğu gelişmekte olan ülke piyasalarına kısa vadede olumlu yansıyabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Gelecek zaten burada 02 Eylül 2019
Sıcaklık artıyor 05 Ağustos 2019
Büyük umutlar 29 Temmuz 2019
Faiz Açmazı 11 Haziran 2019
Yuan’a dikkat 20 Mayıs 2019
Devam eder mi? 14 Mayıs 2019
Laplace’ın Şeytanı 07 Mayıs 2019
Reflasyon esintisi 05 Mart 2019
Mindball ve Wu Wei 11 Şubat 2019