Dönüşüme liderlik…

Hilmi DEVELİ
Hilmi DEVELİ EKONOMİDE SATIR ARASI hilmideveli@gmail.com

21-22 Kasım’da Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde ‘Dönüşüme Liderlik’ temasıyla gerçekleştirilen 26. Kalite Kongresi'nin izleyicilerindendim. Beşiktaş Belediyesi Filarmoni Orkestrası dinletisi ile başlayan kongre, 2017 Türkiye Mükemmellik Ödülleri Töreni ile sona erdi.

Merkezi İstanbul’da bulunan Kalite Derneği (KalDer), Ankara, İzmir, Bursa ve Eskişehir’de kurduğu şubeler ile kalite bilincinin yurt çapında yayılmasına öncülük ediyor.

"Bugünkü törenin ana temasını oluşturan Türkiye Mükemmellik Modeli bireysellikten uzak, tüm ekiple birlikte hayata geçirebileceğimiz bir modeldir" diyen KalDer Başkanı Buket Eminoğlu Pilavcı’nın verdiği bilgiye göre Kalder’in ve Kalite Kongreleri'nin öyküsü özetle şöyle;

- Avrupa’nın alanında en büyük Kalite Kongresi olan 'KalDer Kalite Kongreleri', 26 yıldır TÜSİAD işbirliği ile düzenlenmekte.

- Her yıl Türk iş dünyasının gündemini oluşturmakta, düzenlenen oturumlarda 100’e yakın yerli ve yabancı üst düzey yönetici bilgi birikimlerini, Türkiye ve çevre ülkelerden gelen özel ve kamu sektörü temsilcilerine aktarmakta.

- 1998 yılında Ulusal Kalite Hareketi’ni (UKH) başlatan KalDer, Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı’nın (EFQM) Ulusal İşbirliği Ortağı.

- 2006'da Amerika Kalite Derneği (ASQ) ile işbirliği başlatan aynı zamanda Ortadoğu Kalite Organizasyonu’nun (MEQA) kurucu üyesi olan KalDer’in ana faaliyetleri arasında 'Türkiye Mükemmellik Ödülü, Kalite ve Yönetim Alanındaki Eğitimler, Kalite Kongresi ve Kamu Kalite Sempozyumu, Kıyaslama Çalışmaları ve Türkiye Müşterinin Sesi' çalışmaları sayılabilir.

Açılışın diğer konuşmacısı TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik idi...

Konuşmasına “İnsanlığın değişik bir zamanda yaşadığına işaret ederek, dünyanın, kuvvetli bir dönüşüm rüzgarıyla karşı karşıya, hatta bu fırtınanın tam içinde olduğunu söyleyerek başlayan Başkan Bilecik, "Her gün yeni gelişmelere ve beklenmedik haberlere uyanıyoruz…" dedi.

Başkan Bilecik, “Dünya sahnesinde işIer sarpa sarınca, orkestra devreye girer" sözüne atıfta bulunarak, son yıllarda Nobel Komitesi'nin bile müzik ve şiire sarılmasının boşuna olmadığını, 2016 Nobel edebiyat ödülünün müzisyen Bob Dylan'a verilmesinin de dünyanın içinden geçmekte olduğu değişimin örneklerinden biri olduğunu aktardı. Müzikle uygarlık arasında sıkı ilişkiye dikkati çeken ve Atatürk'ün "Bir ulusun yeni değişikliğinde ölçü, musikide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir" şeklindeki sözünü anımsatarak, "Ata'mız, bu sözüyle sadece çağdaşlaşma yolunda gelişim ve değişimin her şey gibi müzikte de kaçınılmaz olduğunu işaret etmiş olamaz. Memnuniyetle ifade etmek isterim ki, bunun en belirgin karşılığı, yani gerçekleştirilmesini istediği esas şey çok sesliliktir. Demokrasi de müzik gibi bir takım oyunudur. Birlikte uyum içinde çalışmadır ve çok sesliliğin güçlü olmasıdır. Orkestra şefinin maharetlisi, çok sesliliği bastırmadan orkestrayı yönetir. Kısaca, ne kadar çok sesli müzik, o kadar demokrasi, o kadar değişim ve bir o kadar da gelişim demektir" değerlendirmede bulunan Başkan Bilecik'in sözleri alkışlarla karşılandı.

Konuşmasını "Dünyanın her yerinde, karar vericiler ve iş dünyasının işi her zamankinden daha zor" sözleriyle sürdüren Bilecik içinde yaşanılan çağda dönüşümün hayatın her alanında hissedildiğini söyledi.

Dönüşümün en belirleyici faktörü olarak ortaya çıkan dijital teknolojilerin değişim hızının da katlanarak arttığına dikkati çeken Bilecik, "Dönüşümün fırsatlarını ve faydalarını kucaklayabilmek için, her birimizin öncelikle değişimin kaçınılmaz olduğunu kabullenmesi gerekiyor. Çünkü, kelebek bir defa kanatlandı mı, bir daha asla tırtıl haline gelmez. Katma değeri yüksek üretimi mümkün kılacak teknolojik dönüşümü sağlamak zorundayız. Türkiye'de katma değeri yüksek üretimi mümkün kılacak teknolojik dönüşümün sağlanması gerektiğine dikkati çekerek, kamu, özel sektör ve akademinin dönüşümün gereklerini yerine getirmek için el ele çalışmasının öneminden bahsederek konuşmasını Atatürk'ün

"Türk, yeninin, iyinin, güzelin ve doğrunun arayıcısıdır." sözüyle tamamladı.

Özel oturumun konuşmacısı ise “Ben Aşkla Bilim Yapmayı Annemden Öğrendim! “ başlığı ile konuşan MIT MEDIALAB, öğretim üyesi Dr. Canan Dağdeviren'di. Daha sonra programda yer alan oturumların tamamlanmasının ardından kongre, 2017 Türkiye Mükemmellik Ödülleri Töreni ile sona erdi.

‘Dönüşüme Liderlik’ temalı Kalite Kongresi'nden aktaracaklarım özetle bunlar…

Not: Kongrede konuşma olanağını bulduğum Forbes dergisinin “30 yaşından küçük 30 bilim insanı” listesine giren, Harvard Üniversitesi'nin Genç Akademi Üyeliğine seçilen ilk Türk bilim insanı Dr. Canan Dağdeviren’i gelecek hafta sizlere anlatacağım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar