Enflasyon beklentileri yükselişte

İrem DIŞPINAR / QNB FINANSINVEST
İrem DIŞPINAR / QNB FINANSINVEST UZMAN GÖRÜŞÜ

Fed’in Aralık ayı için faiz artırımına yönelik beklentiler büyük ölçüde fiyatlanırken, Ekim ayı ortasından bu yana gelişmekte olan ülke para birimleri değer kaybetme eğilimi gösteriyor. Ancak Türkiye - ABD arasında vize konusunda yaşanan gelişmeler TL’nin görece olumsuz performans göstermesinde etkili oldu. TL’deki değer kaybetme eğiliminin yanı sıra Suudi Arabistan’da yolsuzlukla mücadele operasyonu ile petrol fiyatlarındaki yükseliş enflasyonda yukarı yönlü baskıya neden oluyor. Buna paralel olarak TCMB, 2017 ve 2018 enflasyon beklentilerini yukarı yönde revize ederken, tahminlerini sırasıyla yüzde 9,8 ve yüzde 7 oranlarında belirledi.

Ekim’de yıllık enflasyon ise kur geçişkenliği (kur artışlarının tüketici fiyatlar genel düzeyinde neden olduğu artış), gıda ve enerji fiyatlarındaki artış, güçlü iç talep nedeniyle yüzde 11,9’a yükselişle verinin açıklanmaya başladığı dönem olan 2004’ten bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. Kasım’da yıllık enflasyonda mevcut faktörlerin etkisiyle yükselişin devamını görebiliriz. Sonraki döneme bakıldığında ise, Aralık’tan başlamak üzere 2018’in ilk çeyreğinde geçen yılki yüksek enflasyon nedeniyle baz etkisi ve nispeten zayıflayan talep nedeniyle fiyatlar genel düzeyinde yıllık bazda düşüş bekliyoruz.

Ancak son iki ayda TL’nin dolar karşısında yüzde 13 değer kaybetmesinin ve petrol fiyatlarındaki yüzde 17’lik artışın maliyet yönlü baskısı enflasyon beklentilerinde yükselişe neden oluyor. Bu durumda fiyatların artırma yönünde davranış sergilenmesi yıllık enflasyondaki düşüşün daha sınırlı olmasını sağlayabilir. Buna paralel olarak önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde, iyimser koşullar altında bile yıllık enflasyonun yüzde 8,50’nin altına inmeyeceğini düşünüyoruz. Dolayısıyla TCMB, enflasyonun geldiği yüksek seviyeler ve çekirdek enflasyon göstergelerine ilişkin gelişmelerin fiyatlama davranışları üzerindeki etkisini sınırlamak amacıyla sıkı para politikası duruşunu korumayı sürdürecektir.

Bu kapsamda gecelik borç verme faiz oranından sağlanan fonlama sabit tutularak, bankaların fon ihtiyacının büyük kısmı geç likidite penceresinden karşılama yönündeki adımlar devam edecektir. Özellikle enflasyonun geldiği yüksek seviyenin yanı sıra TL’deki değer kaybetme eğilimi döneminde TCMB’nin sıkı para politikasının devamına yönelik mesaj vermesi de içeride tahvil-bono faizlerinde olası geri çekilmenin sınırlı olmasını sağlayabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Gözler G-20 Zirvesinde 27 Haziran 2019