Gerçekten sevilen bir patron olmayı başarabilmek

Feyzan E. TOP
Feyzan E. TOP KARŞI PENCERE feyzan.ersinan@dunya.com

İZİAD haftaya “Şirketleri Başarıya Götüren Yol” isimli konuşmam için beni davet etti. Kendilerine buradan da teşekkür ederim. Kırkı aşkın şirketi inceleyip onlar hakkında Başarı Öyküleri yapan bendeniz için bu konuda konuşmak aslında kolay. Bir şirketi öncelikle ne başarıya götürür, hiç düşündünüz mü? Cevap basit. İyi bir maaş. Kısacası iyi maaş alan her çalışan iş yerine faydalı olmak, maaşını katlamak için çalışıp didinir. Hele bir de ailesi varsa, maaşı iyi olan çalışan işini sevmez de neyler? Ancak ne görüyoruz, kimi zaman çok uluslu şirketlerde bile iyi maaşı olan, yüksek ücretler alanlar tası tarağı toplayıp şirketini terk ediyor veya mutsuz çalışıyor, her yeni ay, “Bu ayki maaşımı da alayım da, öyle ileriye bakarım,” diyor…

İş yerindeki haksızlıklar, Amerika’da artık iyice jargona yerleşen ve sayısız dava konusu olan mobbing’ler mutsuz olmanıza sebep olur. Maaş politikası, muhatap olduğunuz üstünüzün yetersizliği, üstlerinizin pek çok zaman masasının başında olmayışı, kaçışlar da bir diğer sorunlar silsilesi.

Şirketinizde iyi bir patron olmak istiyorsanız; önce sorunlarınızı doğrudan halledin. Size gelen sorunların hiçbirini dolaylı dinlemeyin. Çünkü size getirenler belki de işlerine geldiği gibi yetersizliklerini örtmek üzere bazı şeyleri size aktarmıyorlardır, uyanık olun (!) Müdürleriniz siz olmadan bir sorunun üstesinden gelebiliyor mu diye pek çok zaman sadece izleyin, unutmayın, hepimiz ölümlüyüz. Karar verirken çalışanlarınıza da yetki verin. Siz çoğu zaman masanızda zaman geçirirken onlar sahada çalışıp sizden iyi piyasayı değerlendirebilir. Kötü patronların pek çoğu her şeyi kendi bildiğini zanneder. Güçlü yönlerinizi anlamak için çalışanlarınızı tanıyın. Çalışanlarınıza güvenin, yoksa onlar da size güvenmez. Yönetim ancak çalışanların çabalarıyla başarılı olur. Çalışanlarınıza mümkünse müşterilerinizin önünde övgülerde bulunun. Etkili bir dinleyici olun ve her personelinizi üşenmeden dinlemeye çalışın, hatta tatil günleri iş yerinizdeki çay ocağı ile bile konuşun, bazen hiç duyamayacağınız bilgileri oradan edinebilirsiniz…

İyi bir patron olmak zordur. Çünkü uzun soluklu bir süreçtir. İki yıl çok sevilen bir patronken, bir günde tüm imajınızı yok edebilirsiniz. Üstelik personelinizde kimi zaman yarattığınız kırgınlıkları, “önümüzdeki ay sana zam” gibi küçük hilelerle gideremezsiniz, bunlar ancak evde beş yaşında çocuğu kandırmanıza yeter. İyi bir patron ölene kadar iyi bir patrondur. Kanımca Türkiye bu manada çok şanslı.

Çok iyi patronlar gelip geçmiştir ülkemizde. Benim için genel-geçer en büyük patron Şarık Tara’dır. Ömrü hayatı iyi bir patron olarak geçmiş, ailesini korumuş, hep egolarından arınmış, arka planda durmuş büyük bir duayendir. Ancak asıl yazımın sebebi geçtiğimiz hafta sosyal medyayı sallayan Nezih Barut’tur. Ne kadar eleştirilse de çalışanlarının Nezih Bey için hazırladığı video, kolay kolay her patrona nasip olmayacak türden. Hazırlayan arkadaşların da eline sağlık. Barut’un da ne kadar iyi bir patron, gözlerden uzak bir koleksiyoner ama toplumla da paylaşan bir öncü ve vizyoner olduğu malum.

Bu pazartesi masasına oturan iş sahipleri ve sevgili patronlar, bu masada olduğunuz sürece çalışanlarınız sizi seviyor mu, yoksa kendi menfaatleri için seviyor gözüküyor mu, bir gözden geçirin, derim.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Veda 11 Ocak 2016
Yeni bir yıl 04 Ocak 2016
Update olmak 28 Aralık 2015
Tedbirsiz iyimserlik 07 Aralık 2015
Osman Bey... 09 Kasım 2015
Biz kimiz? 02 Kasım 2015