‘Hayattan rengi alın, geri neyi kalır ki?’

Feyzan E. TOP
Feyzan E. TOP KARŞI PENCERE feyzan.ersinan@dunya.com

Herkesin, hepimizin hayatında yaşadığı zor dönemler vardır. Kafamızın karıştığı, ne yapacağımızı bilemediğimiz, kararsız kaldığımız durumlar... 

Kimi zaman kalabalıklar içinde yalnızızdır. Bedenimiz orada, aklımız bambaşka bir yerdedir. Borçlar, ailevi sorunlar, çocuğun okulu, büyük oğlanın düğünü, aşk-meşk derken hayat bizi pek çok kez istemediğimiz konumlarda bırakabilir. Ancak hayat devam eder. Kararlar verilir ve bu doğrultuda hayatımızı idame ettiririz. Koalisyon olsun mu, olmasın mı derken seçim sonucunun ateşi çoktan sönmüştür artık, koalisyon olacak mı endişesi bile ortadan kalkmıştır. Uzun süreli kararsızlıklar her şeyin ateşini söndürür. Kararsızlıklar, umutsuzluklar insanı karamsarlığa, daha da beteri depresyona sokabilir. Umutsuzluk sonrası karamsarlık, devamlı uyuma isteği ve daha nice semptomlar baş gösterir. Etrafınıza bir bakın içinde yaşadığı durumdan memnun olmayan, bu sebeple psikolojik yardım alan veya ilaç kullanan nice insan var. Elbette yardım almak çok önemli bir çaba, fakat insan kendini oyalayamaz mı? Dış dünyada yaşadığınız olumsuzluklara karşı kendinizi oyalayacak bir şey bulamaz mısınız? İşte dünya şimdilerde bu soruya az da olsa yanıt veren Mandala efsanesi ile çalkalanıyor. 

Mandala; Hindistan kökenli dinlerde metafizik veya sembolik bakımdan meta veya mikro kozmosu gösteren şekillere verilen addır. Genel olarak Mandala, şekilleri belli bir düzende boyamaktır. 

Mandala sabır ile ders veren önemli bir felsefe. Bıkmadan usanmadan bir şeye emek verirseniz her dert çözülür, ama emek, diyor. Ben pek çok Hint felsefesi gibi bunun da ayrıca hayranıyım. Diğer yandan dünyada o kadar popüler hale geldi ki bu uzaklaşma ve arınma felsefesi Amerikan Başkanı’nın hayatını konu alan “House of Cards” bir bölümünü sadece buna ayırdı. 

Mandala işin felsefik boyutu olsun, İngiltere’de de Johanna Basford isimli bir çizer-grafiker yaptığı grafiklerden “Büyükler için Boyama Kitabı” yapıverdi. Önce “Esrarengiz Bahçe” sonra “Gizemli Orman” isimli iki boyama kitabı çıkardı. Kitap deyim yerindeyse satış rekorları kırdı. Milyonları geçen satış rakamları bu yeni icat karşısında şapka çıkardı. Instagramını takip ederseniz şimdilerde “Okyanusun Kalbi” isimli yeni kitabının hazırlığında olduğunu ve eylül ayında çıkacağını görebilirsiniz. Bu dalga ile onlarca boyama kitabı çıksa da hiçbiri Basford’un başarısını yakalayamadı. Nitekim şimdilerde kitabevlerinde dizili sıra sıra bu tarz kitapların hiçbiri muhteşem de değil. Tabii Faber Castell gibi önemli kalem firmalarının bu tür kitaplara kayıtsız kalması şaşırtıcı. Çünkü kitapla beraber boya kalemi satışları da patladı. Eğer bir kalem markası bu kitaplara sponsor olsaydı kimbilir piyasadaki imajını ne kadar yükseltecekti. Demek ki ileriyi görmek herkes için şaşırtıcı olabiliyor. 

Geçenlerde reklamcı dostumuz Alinur Velidedeoğlu ile bu kitaplar hakkında konuştuk. Bir de onun fikrini almak istedim. Yılların dahi reklamcısı şu sıralar Ben Kingsley, Josh Hartnett gibi isimlerle film çekedursun, dünyadaki bu tür akımları gelgeç buluyor. “Düşün; bu tam bir vakit öldürme işidir. Elişi gibi değil ortaya bir iş çıkarmıyorsun. Boyuyorsun, geçiyorsun. Boyutları küçük, çok beğendim asayım desen, asamazsın. Bir kitabı boyayacaksın, dolduracaksın, sonra da elde var sıfır. Ama stres atarsın, ayrı...” 

Tespitler kesinlikle doğru, ama ben de çok boyadım, insanı gündemden uzaklaştırdığı kesin. Nitekim Fransa ve Amerika’da bu kitapların çok başka türleri de çıktı. Misal Velasquez’in yaptığı tablolardan esinlenerek yapılan boyama kitabı bu işi sevenlere bambaşka vizyonlar sunuyor. Bizdeki boya firmalarının yerinde olsam bu tarz İstanbul görüntülü kitapları hazır moda iken piyasaya sürer hem de şehir için hoş bir şey yapmış olurum. 

Hayatımızdaki sıkıntılardan uzaklaşmak için türlü yöntemler deneriz. Kitap okumak, spor yapmak, boyamaya dalmak bunların nicesi aslında kendimizi rutinin dışına çekmek içindir. Ancak ben de Velidedeoğlu gibi düşünüyorum, bu geçici hobilerdense sorunları kökünden halletmek sanırım en iyi çözüm, ama o zamana kadar boyaya devam...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Veda 11 Ocak 2016
Yeni bir yıl 04 Ocak 2016
Update olmak 28 Aralık 2015
Tedbirsiz iyimserlik 07 Aralık 2015
Osman Bey... 09 Kasım 2015
Biz kimiz? 02 Kasım 2015