İnceleme raporu sonrası mükellefler cephesinde neler yaşanıyor?

Zeki GÜNDÜZ
Zeki GÜNDÜZ VERGİ POLEMİKLERİ zeki.gunduz@dunya.com

Değerli okurlar, yargıya gitme kararı alınırken yaşanan süreci biraz paylaşmak istiyorum. Çoğu zaman, yargıya giden bir mükellef, kendisine hukuken bir haksızlık yapıldığı inancıyla son ümit olarak yargıya başvurmaktadır.

Emeğe saygı sendromu

 Rapor değerlendirme komisyonları ve uzlaşma aşamasında:

-“En iyi konuyu inceleyen arkadaşlar bilir.

-Biz yargı değiliz.

-Şimdi bu kadar çalışmayı yok mu sayalım.

-Siz bize söylediklerinizi inceleme sırasında ifade ettiniz mi?

-Burada incelemeyi yapan arkadaş yok. Olsa o ne söyler bilmiyoruz.

- Vergi inceleme raporu yazılmış, daha sonra değerlendirme komisyonundan da geçmiş, uzlaşma sırasında biz nasıl farklı bir değerlendirme yapalım.” ve benzeri yaklaşımlarla karşınıza çıkılabiliyor.

Ben olsam yargıya giderdim

 Konular idari aşamada inisiyatif alınarak çözülebilecekken çözülmüyor. Velhasıl idare bazen size hak da verip, “Biz düzeltemeyiz ama şahsen ben olsam yargıya giderim, kesin kazanırsınız.” gibi kalıplarla sizi yargıya itekleyebiliyor.

Müdahale ediliyor görüntüsü yaratma kaygısı

Rapor değerlendirme komisyonları inceleme elemanlarının işine müdahale ediyor, bağımsızlıklarına müdahale ediyorlarmış gibi bir görüntü yaratmamak için çok da raporu irdeleme ve tartışma heveslisi değiller.

Fazla indirim yaptılar dedirtme kaygısı

Uzlaşma komisyonlarında merkezi uzlaşma komisyonundan başlayıp tarhiyat öncesi uzlaşma komisyonlarına doğru giderek daha katı yaklaşımların ( vergi aslında indirim yok, cezasında yüzde 80 indirim şeklinde adeta bir genel indirim tarifesinin olduğu) genelleştirilebileceğini gözlemliyoruz. İstatistiklere bu gözle de bakmakta fayda var. Sanki bu müesseseler küçük ve orta boy işletmelere daha az toleranslı çalışıyor gibi.

Uzlaşma komisyonunca anlaşılma çabası

 Doğal olarak uzlaşma öncesinde istisnasız tüm mükellefler uzlaşma komisyonu üyelerine veya idaredeki ilgili yöneticilere erişip dertlerini anlatmaya çabalıyorlar. Bu çabanın görülüp, fırsat eşitliği, iyi ve şeffaf idare uygulamaları çerçevesinde mekanizma olarak tanımlanmasında fayda görüyorum. Bu durum idarenin rahatlamasına da katkı sağlayacaktır. Böylece cansiperane çalışan, işlerini layıkıyla ve kişisel olarak herhangi bir şaibe altında kalmadan yapmaya çalışan idarecilerimiz daha rahat hareket edebilecektir.

İdarenin yargı üzerinde bir etki gücü olduğu -Negatif lobi endişesi

Mükellefler yargıya gidip gitmeme kararı alırken, idarenin yargıda negatif lobi gücü olduğu endişesi de taşıyorlar. İdarenin yargı üzerinde bir etkisi olabileceği endişeleri de haklı olunan konular da dahi yargıya gitmeyi engelleyen bir faktör olabiliyor.

Sonuç Adaletli bir uygulama büyük, küçük tüm mükelleflerin vazgeçilmez hakkı, devletin temeli ve görevidir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar