İyi ki doğdun be Usta (!)

Feyzan E. TOP
Feyzan E. TOP KARŞI PENCERE feyzan.ersinan@dunya.com

Dünyanın en zor işi nedir bilir misiniz? Karakterli olmaktır. Bir duruşu olmak, söylediğinin ardında durmaktır. Hayat boyunca dünya görüşünü hiçbir boyunduruk altında değiştirmeyenler, “büyük adam” olmuşlardır. Rüzgara doğru yol alanlar ise, günün adamı olmuş, tarihe de bu özellikleri ile geçmişlerdir. İnsanı diğer canlılardan ayıran yegane özelliklerden biri karakterdir şüphesiz. Ne mutlu ki ben ülkemizde iyice azalan karakterli, işinin ehli, dünya çapında bir usta ile tanışma, dost olma, çalışma fırsatı buldum. Bu isim Ara Güler’dir.

Ara Güler, Nezih Demirkent’in en sevdiği dostlarından birisiydi. Farklı bir jargonları, ortak dilleri vardı. Demirkent'in, Sultanahmet Camii avlusundaki cenaze töreninde Ara Güler bir yandan gözyaşlarını silerken, diğer yandan aile efradının resimlerini çekiyordu. O gün, “bu adam fotoğraf çekecek günü buldu(!)” diye iç geçirdimdi. Aradan bir süre geçtikten sonra, resimleri getirdi. Siyah beyaz fotoğraflara baktığımda, sanki herkesin duygusunu, misyonunu o kareden hissetmiş gibi olmuştum. Yıllar içinde Gentleman Dergisi’ni hazırlarken, sene sonu toplu kapak fotoğraflarını yine Ara Güler çekti. Sevdiği isimleri daha heybetli, az sevdiklerini daha naif çektiğine ben de şahit olmuştum. Sanki çekmeden kim kimdir öğrenir, onları kafasındaki yere oturtur ve deklanşöre adeta bir karakter testi gibi basardı. Fotoğraf elime her sene geldiğinde kimi daha çok sevdiğini anlardım. Üstelik ona “böyle yapma” deme lüksünüz de olmazdı. Küfrü sallar, “Daha iyi biliyorsan başkasına çektir” derdi ki, ondan daha iyi çekecek biri olmadığını bilmesinin güveniydi bu. 

Fotoğraf sanatçısı olmak demek, poz vereni değil, bir ani yakalamaktır. Kurulu bir mizansen içinde herkes fotoğraf çeker. Peki hiç mi yoktu Ara Güler’in fotoğrafı çekerken içini titreten iş gibi başlayıp, iş gibi bakamadığı? Olmaz mı? Antonella Lualdi… Bir iş için gidip tanıştığı İtalyan aktris Ara Güler’in hayli aklını başından almış idi. Sadece böyle iyi anılar değil tabii, feci bir uçak kazasından hemen sonra çektiği resimler, insanların kavrulmuş bedenleri de aklından çıkmaz hiç. Malum, sanatçılarla yaptığı çalışmalar dünya çapındadır. Dali için, “Deli değildir, deliyi oynar” der. Haklıdır da… Charlie Chaplin’i çekememek içinde ukde kalır. Ara Güler’in hangi kitabını alırsanız, okursanız, bundan daha güzel anılar da bir yaşam tecrübesi mahiyetinde sunulur okuyucuya.

Ara Güler’n malum siniri de meşhurdur. Hayatta en keyif aldığım şeylerden bir tanesi de onu sinirlendirmektir. Çünkü o zaman hem ağzı bozulur, hem de hayatta duyamayacağınız betimlemeler duyarsınız. “Ermeni soykırımı var mı, Ara Amca?” dediğimde, “Yahu benim beş tane büyük amcam var idi. Bunların hiçbiri ecelleri ile ölmemişler. Kim öldürdü ulan bunları?” der gülerek. Siyasetten nefret eder, bir de haklı olarak tembellikten. “Birini yetiştiremiyorum artık, çok tembel bizim gençlerimiz” der.

Ara Güler yeni yaşına dostları ile birlikte girdi. Nice güzel yaşlara olsun inşallah. Çok sevdiği eşini kaybetmenin üzüntüsü olsa da, serde pek çok seveni hep yanında Güler’in. İyi ki doğdun Usta’mız. Senden çok şey öğrendim. İyi ki varsın…
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Veda 11 Ocak 2016
Yeni bir yıl 04 Ocak 2016
Update olmak 28 Aralık 2015
Tedbirsiz iyimserlik 07 Aralık 2015
Osman Bey... 09 Kasım 2015
Biz kimiz? 02 Kasım 2015