Jeopolitik dayanıklılık: Siyah kuğular ve gri gergedanlar

Prof. Dr. Tolga Demiryol
Prof. Dr. Tolga Demiryol Küresel perspektif tolga.demiryol@dunya.com

Krizlerin ve savaşların neredeyse olağanlaştığı günümüzde “jeopolitik dayanıklılık” küresel ölçekte faaliyet gösteren şirketler için hayati önem taşır hale geldi.

Yakında daha sık duymaya başlayacağımız jeopolitik dayanıklılık kavramı, bir organizasyonun jeopolitik gelişmeleri ve tehditleri öngörme, bunlara uyum sağlama ve yaşanan dönüşümlerin ardından kendilerini onarma ve gerekirse yeniden inşa etme becerilerini ifade ediyor.

Dayanıklılığı yüksek organizasyonların karşılaştıkları potansiyel kayıpları azaltmak kadar yeni koşullarda ortaya çıkan fırsatları değerlendirme kapasitelerinin de olması önemli. Jeopolitik riskler denildiğinde akla ilk gelen olgular arasında bölgesel istikrarsızlıklar ve çatışmalar, büyük güç rekabetinin tetiklediği ticaret ve teknoloji savaşları ve kritik altyapı ve lojistik hatlarına yönelik tehditleri saymak mümkün.

Bu risklerin şirketler için tedarik zincirlerinde yaşanan kopmalardan ani piyasa dalgalanmalarına uzanan etkileri söz konusu. Küresel ekonominin karşılıklı bağımlılığa dayalı yapısı, bir bölgedeki jeopolitik şokların hızla yayılması ve dünyanın diğer ucundaki aktörleri etkilemesi anlamına geliyor. Şirketler için jeopolitik dayanıklılığın önemini gösteren pek çok örnek var.

Trump döneminde yaşanan Çin-ABD ticaret savaşları hem süregelen etkileri hem de her an benzer durumların tekrarlanabileceği beklentisiyle küresel ölçekte iş yapan şirketlerin risk algısının bir parçası haline geldi. Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve akabinde Rusya’ya uygulanan yaptırımların başta enerji piyasaları olmak üzere bölgesel ve hatta küresel ticaret ve yatırım ikliminde yarattığı etkileri de eklemek gerekir.

Hamas-İsrail savaşının ekonomik etkileri henüz sınırlı görünse de çatışmanın bölgesel bir savaşa dönüşme olasılığı önümüzdeki dönemde şirketlerin risk hesaplamalarında yer vermek zorunda oldukları bir senaryo. Ve tabii uzun vadede en önemli jeopolitik risk ABD-Çin rekabetinin doğrudan bir çatışmaya evrilmesi olacaktır.

Şirketlerin ve diğer organizasyonların jeopolitik dayanıklılıklarını arttırma ve yeni koşullara uyum sağlama kapasitelerini geliştirme adına strateji oluştururken farklı nitelikteki risklere karşı duyarlı olmaları gerekiyor. Nadir ve büyük ölçüde öngörülemeyen ve fakat gerçekleştiğinde ciddi sonuçları ve maliyetleri olan “siyah kuğu” olayları tanımlamak ve bunlara yönelik önleyici kapasite geliştirmek elbette zor.

Küresel önemde bir ulusal ekonominin krize girmesi, büyük güçlerden birinde yaşanabilecek bir rejim krizi, 11 Eylül ölçeğinde bir terörist saldırı, majör bir nükleer olay ya da kritik altyapılara yönelik siber saldırılar bu tür öngörülemeyen risklere örnek teşkil edebilir. Özellikle COVİD pandemisi sonrası öngörülemeyene hazır olmak tüm organizasyonlar için bir öncelik haline geldi.

Öte yandan, siyah kuğu olayları kadar ilgi çekmese de en az onlar kadar önemli bir diğer risk kategorisi gerçekleşme olasılığı yüksek, potansiyel etkileri geniş ve fakat buna rağmen gerçekleşene kadar göz ardı edilen riskler. Yazar Michele Wucker’ın “gri gergedan” adını verdiği bu risklere hazırlıklı olmak da bir o kadar önemli şirketler için. Asya Pasifik gibi jeopolitik gerilimi yüksek bölgelerde yaşanabilecek bir çatışma bu kategoride değerlendirilebilir.

2023’te 15 triyon dolar artarak 313 trilyon ile tarihi zirveye ulaşan küresel borçluluğun da uzun vadede bir iktisadi krize neden olması neredeyse kaçınılmaz bir olgu. Keza iklim krizi ve biyo-çeşitlilik kaybı gibi konular da hemen herkesin yaklaştığını gördüğü ancak önlem almakta zorlandığı riskler. Yapay zekâ uygulamalarının kontrolsüz yaygınlaşması başta olmak üzere kimi teknolojik değişimlerin neden olabileceği olumsuz sonuçlar da gri gergedan kategorisinde değerlendirilebilir.

Muhtelif jeopolitik riskler karşısında dayanıklılığını arttırmak isteyen şirketler ne yapmalı? Öngörülebilene ve öngörülemeyene hazırlıklı olmak için ne tür proaktif stratejiler izlenebilir? Teknoloji ve veri analitiğinin uyarlanabilir karar verme süreçlerinin inşasında rolü ve önemi nedir? Bu ve benzeri sorulara gelecek yazılarımızda yanıt aramaya devam edeceğiz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Savaş ve piyasalar 19 Nisan 2024
Kaybet-kaybet dünyası 16 Şubat 2024