TikTok ve ABD-Çin rekabeti

Prof. Dr. Tolga Demiryol
Prof. Dr. Tolga Demiryol Küresel perspektif tolga.demiryol@dunya.com

Amerika Birleşik Devletleri, TikTok’u yasaklama yolunda ilerliyor. Çin çıkışlı sosyal medya platformu, ABD’nin ulusal güvenliği için tehlike teşkil ettiği gerekçesiyle bir süredir hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat kesimin eleştirilerine hedef oluyordu.

TikTok’un ABD’de yasaklanması sonucunu doğurabilecek yasa tasarısı Temsilciler Meclisi ve Senato onay süreçlerinin ardından 24 Nisan’da Biden’in imzasıyla yasalaştı.

Yasa, TikTok’un sahibi ByteDance’ın hisselerini dokuz ay içerisinde (90 güne kadar uzatılabiliyor) satmasını gerektiriyor. Bu gerçekleşmezse, TikTok ABD’de kullanılamaz olacak. TikTok’u yasaklama çabalarının gerekçesi yaklaşık 150 milyon Amerikalının kişisel verilerinin Çinli bir şirketin elinde olmasının yaratacağı iddia edilen ulusal güvenlik zafiyeti. TikTok ise Çin Komünist Partisi’yle bağı olmadığını vurgulayarak suçlamaları reddediyor.

ByteDance, TikTok’u yasaklamanın ifade özgürlüğüne aykırı olacağı temasını öne çıkaran kapsamlı bir lobi faaliyeti yürüttüyse de bu çaba Amerikalı karar alıcıları ikna edemedi. Biden’ın yasa tasarısını imzalamasının ardından oldukça uzun bir süreç söz konusu olacak. ByteDance yasal itiraz hakkını kullanacağını zaten ifade etti. Yasal inceleme sürerken uygulama takvimi işlemiyor. Verilen sürede TikTok’u satın alacak bir şirketin bulunacağının da garantisi yok ki bu durumda hukuken ne olacağı da net değil. Bu nedenle TikTok’un fiilen durdurulması yıllar alabilir.

TikTok meselesi, ABD ile Çin arasında yaşanan teknoloji rekabetinin bir uzantısı. Kamuoyunda “çip savaşları” ile gündeme gelen bu rekabet her geçen gün yeni sektörleri de içine alarak genişliyor. ABD teknolojik inovasyon alanında liderliği Çin’e neredeyse kaptırmış durumda. World Intellectual Property Organization verilerine göre Çin’de 2019’da 1.4 milyon patent başvurusu yapılmış. Bu rakam dünyadaki tüm başvuruların yüzde 43’üne ve ABD kaynaklı başvuruların iki katından fazlasına denk geliyor.

Çin hükümetinin başta yapay zekâ, kuantum teknolojileri, biyo-teknoloji ve kritik materyaller gibi sektörlere verdiği güçlü destek, Çin’in pek çok alanda ABD ile aradaki farkı kapatması ve hatta kimi sektörlerde öne geçmesini sağladı. Buna karşılık ABD bir taraftan belirlediği “kritik ve yükselmekte olan teknolojiler listesi” çerçevesinde rekabetçiliğini arttırırken diğer yandan da Çin’in bu alanlardaki ilerlemesini yavaşlatmayı hedefliyor. Bu kapsamda ABD’nin elindeki araçlardan ilki Çin’in ABD pazarına erişimini sınırlamak.

TikTok meselesi bunun bir örneği. İkinci araç ise ABD’nin müttefikleri üzerindeki etkisini kullanarak Çin’e karşı ortak bir cephe oluşturmak. ABD daha önce Huawei ve 5G yatırımları hususunda Avrupalı müttefiklerini yanına çekmeyi hedefleyen bir yaklaşım izlemiş ve pek başarılı olamamıştı. TikTok etrafında gelişen tartışma, büyük güçler arasında teknolojik rekabetin yoğunlaştığı bir uluslararası düzende güvenlik, ekonomi ve özgürlükler arasındaki etkileşime ilişkin soruları da beraberinde getiriyor.

ABD gibi ifade özgürlüğünün söylemsel düzeyde en çok vurgulandığı bir ülkede bir sosyal medya platformunun ulusal güvenlik gerekçeleriyle yasaklanması dünyanın geri kalanı için de örnek teşkil ediyor. Avrupa Birliği’nde son dönemde yaşanan “veri egemenliği” tartışmaları da bu sürecin bir parçası olarak değerlendirilebilir. Her geçen gün yeni teknolojik sıçramaların yaşandığı çağımızda internetin ve küresel siberalanın geleceğini öngörmek güç.

Ancak kritik teknolojiler ve veri akışları üzerinde ulusal denetimi güçlendirmeye yönelik politikaların yükselişi, dijitalleşme çağında küresel yönetişimin giderek daha bölünmüş ve çok parçalı bir yapıya bürüneceğine işaret ediyor. Bu tür bir dijital neo-merkantilizmin jeopolitik getirileri kadar siyasi ve ekonomik maliyetleri de olacaktır. Türkiye gibi aktörlerin uzun erimli teknoloji stratejilerini buna göre oluşturmalarında yarar var.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Savaş ve piyasalar 19 Nisan 2024
Kaybet-kaybet dünyası 16 Şubat 2024