Kereviz doğanın besin deposudur

Yavuz DİZDAR
Yavuz DİZDAR yavuz.dizdar@dunya.com

Biz bitkileri aslında birden çok amaçla tüketiriz. Aslında bakış açısını değiştirebilirseniz, fark edersiniz ki, bitki yapısı da hayvan yapısıyla belirgin benzerlikler gösterir. Yaprak kısmı güneşle ilgili sentezi yapar, bunlar genellikle vitaminler, antioksidanlar, enerji dönüşümüyle ilgili işlevlerdir. Örneğin bitki gün boyunca güneş ışığının enerjisini alır, bunu gece şeker molekülü yapımına yükler.

Şeker bu nedenle enerji veren temel moleküldür. Sonra bu sentezlenenlerin bütünü köke aktarılır. Kök kısmen bunları toprağa yeniden salgılayarak toprak bakterilerini besler, bunların yaptığı maddeler de bitkinin bünyesine emilir. Maddelerin önemli bir kısmı kökte depolanır. Kereviz de kök olduğuna göre bir besin deposudur.

Bu depo şekerden zenginse enerji kaynağı olur, bunu pancar, patates gibi kök yumrularında görürüz. Ama çok enerji içermemekle birlikte kereviz de bir kök yumrusudur ve besleyici değer açısından çok zengindir. Mesela antioksidan değeri o kadar yüksektir ki, oksijenle temas ettiğinde, yani kabuğu soyduğunuzda hızla kararır.

Kerevizin keskin tadı aroması gereğidir

Kerevizin keskin tadı yüksek bir aroma anlamına gelir, yani vücudun zorunlu alması gereken aromatik bileşikler için iyi bir kaynak oluşturur. Bu kerevizin yeşil kısmı için de geçerlidir. Çorba olsun, kapama olsun, kereviz yaprakları konması aromayı ve besleyici değeri yükseltecektir. Eğer aroma çok keskin geliyorsa bu terbiye ile değer kaybı olmaksızın daha makul bir hale indirilebilir. Ama aromanın getirdiği başka katkılar vardır ki, hormonların güçlenmesini sağlar.

Bu konuda yapılmış çok fazla araştırma var, kerevizin içindeki bileşiklerin bir kısmı hormon etkinliği gösterir, üremeye yönelik faaliyeti destekler. Batı mutfağında bu nedenle biraz kalburüstü bir yer bulmuştur, hatta yeşil yaprakların çiğnenmesinin bile etki için yeterli olduğu kabul edilir. İçeriğinde etkin olduğu gösterilmiş olan pek çok madde tanımlanmıştır, bunlar olasılıkla gelişimi de uyarır. Bu uyarı doğal olarak beynin gelişimi için de genel bir olumlu etkiyi barındırır

. Zaten aromatik maddeler en çok beyin işlevleri için gereklidir, tiroit hormonu ya da depresyonu engelleyici maddelerin yapımı bu aromanın varlığına bağlıdır. Kalori içeriğinin fazla olmaması, beri yandan metabolizmayı hızlandırması diyet menülerinin de vazgeçilmez bileşeni olmasını sağlar.

Yani kerevizle kalori almadığınız gibi, aldığınız diğer kalorileri yakma işlevini de güçlendirirsiniz. Kış dönem güneş kaynaklarının özellikle zayıf olduğu ayları içerir, bu da tam kerevizin yenme dönemine karşılık gelir. Hava koşulları nedeniyle vücut hastalıklara daha açıktır, kaynak kullanımı daha fazladır. Haftada bir kereviz bunları layıkıyla karşılar, üstelik çiğ rendelenmiş salatasından, yemeğine, hatta dolmasına kadar geniş çeşitlilik sunar.

Burada dikkat edilmesi gereken çiğ tüketilecekse hemen limonla buluşturulmasıdır, antioksidan değerini başka türlü koruyamazsınız. Önemle vurgulanması gereken elbette çocuklara sevdirilmesidir, hangi pişirme yöntemini daha kolay benimseyecekleri sınanarak bulunur. Günümüzde geleneksel beslenme alışkanlıklarına geri dönüş nihayet başarıldı, kereviz de iftarda unutulmaması gereken seçeneklerden biridir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar