Kredi teminatları kredi ödendikçe ödeme oranında serbest bırakılmalı

Kredi alınırken yapılması planlanan ya­tırım veya iş , verilen teminatlar dik­kate alınarak bir limit belirleniyor. Temi­nat olarak şirketlerin hisseleri, ortakların kefaletleri, ortakların gayrimenkulleri vb bir çok şeye aynı anda çok katmanlı tedbir­ler konuluyor ki bu da doğal.

Daha sonra şirketlerde yapılanmalar ol­dukça, ilave teminatlar, imzalar da istenili­yor. Bu da normal.

Peki sorun nerede çıkıyor. Şirket borçla­rını ödedikçe, teminatlar hep olduğu gibi bırakılmaya çalışılıyor. Şirketin borcunun yarısından fazlasını ödediğini varsayın. Şa­yet şirketin de bir değeri varsa ,teminat­larının değerinde bir azalma olmadıysa, o oranda teminatlarının serbest kalması ge­rekirken bankalar son taksit ödenene kadar ilk gün aldıkları şekliyle teminatları mu­hafazaya çalışıyorlar. Bu durum şirketle­rin yeni, başka bankalardan kredi alma gi­rişimlerinde veya yapacakları varlık veya grup şirket satışları gibi durumlarında çö­zülmesi gerekli bir probleme dönüşüyor.

Şirketler için bir başka sorun da çeşitli nedenlerle verdikleri , aslında işi tamamen veya kısmen bittiği halde serbest bırakıl­mayan teminat mektupları sorunu da oluş­turabiliyor.

Banka neye bakar?

Kredi teminatlarının kısmen çözülme­sinde banka aşağıdaki hususlara bakmalı.

1. Kredi geri ödemelerinde sorun oldu mu?

2. Faizi dahil ne kadar borç var?

3. Mevcut kredi teminatlarının ekspertiz tutarı nedir?

4. Şirketin faaliyet durumu ve son mali verileri ne durumda?

5. TL kredide iki kat, yabancı parada %25-30 fazlası genelde teminat tutarı ola­rak alınırmış.

6. Sizin o banka ile işlemleriniz sadece yatırım kredisi ile sınırlı ise sizi önemse­meyebilir. Banka için yatırım kredisi dışın­da da işlem hacmi oluşturan büyük, önem­li müşteri iseniz sorununuzu çözmek için gayret gösterecektir.

7. Sunduğunuz bilgi, belge ve raporlar söylediklerinizi destekliyor ise talebinizin hepsi olmasa da kısmen karşılanma olası­lığı yüksek.

Konu nasıl takip edilmeli? Nasıl takip edilmemeli?

Her alanda olduğu gibi bu alanda da nor­mal yolun dışında, onu tanırım, bunu bili­rim, hallederiz ama şu kadar masrafı olur­cular çoktur. Bunlara itibar etmeyin.

Peki ne yapılsın:

1- Başvuru ilgili şubeye yapılmalıdır. Şu­be ziyaretine şirket üst düzey yetkilileri ve şirket çalışanları dışında, konuya ilişkin gerektiğinde izahatta bulunabilecek danış­manlarla gidilmelidir.

2- İlk etapta şube müdürünü ikna etme­lisiniz. Şube müdürünün konuya ilişkin ta­lep ettiği bilgi, belge, açıklama, rapor ve­rilmeli, kendi dışındaki birimlerle, şayet tavsiye ediyorsa, mutlaka bilgisi dahilinde irtibata geçilmelidir.

3- Şube müdürü sizi sizin adınıza bölgeye ve genel müdürlüğe karşı savunuyor olma­lı. Bu nedenle şube müdürü atlanmamalı. Şube müdürü atlanarak, bilgisi, onayı, tav­siyesi olmadan hareket edilmemeli.

4- Konu şubenin teklifi ve değerlendir­mesi ile bölgeye, bölgenin teklif ve değer­lendirmesi ile genel müdürlüğe gider. Ge­nel müdürlük bölge ve şubenin teklif ve değerlendirmelerinin aksine bir işlem yap­maz. Şube ve bölge sizin talebinizi incele­yip uygun bulmuş olmalı ki genel müdürlük de bu yönde karar verebilsin.

5- Siyasilerin araya girmesi kuşku uyandırır.

Olmayacak şey, onlar araya girdi diye ol­mayacaksa olmaz, olacaksa olur.

6- Başkalarının hele de bu konularda iş takibi yapan, bankalarca da bu yönleri bi­linen kişilerin araya girmesi kuşku yaratır. Olayı riske sokabilir.

7- Para istendiği, alındığı, verildiği, veri­leceği söylemleri çok büyük ihtimal doğru değildir. O para büyük ihtimal aradakilerin cebine gidecektir. Bu tür çalışan çok sayıda gurup var,

“Olursa onlardan, olmazsa Allah’tan” usulü çalışırlar.

Yazara Ait Diğer Yazılar