Kurumsallaşma, liderlik ve yapay zekâ
Birçok şirketin kurumsallaşmaması veya yanlış kurumsallaşması sonucu yönetilemez duruma gelmesi son zamanlarda sıkça karşılaştığımız bir durumdur. Özellikle aile şirketlerinde karşılaşılan bu durumdaki şirketlerin, yapay zekâdaki gelişmeler karşısında daha da zorlanacakları bir gerçek.
Doğru bir kurumsallaşma olmalı
Kurumsallaşma; bir kurumun ait olduğu kişilerin ya da yönetici ve çalışanların varlığından özgürleşerek kendi kurum sisteminin oluşturulduğu ve bunun için gerekenlerin gerçekleştirildiği süreçtir. Kurumsallaşmanın temel amacı, kurumu kişilerden bağımsızlaştırarak iş ve işleyişin sürekliliğini sağlamaktır. Bu durum; kurumun iş yeri sahibi, yönetici ve personelden tam anlamıyla bağımsız olduğu anlamına gelmemelidir. Aksine onların kurum içi davranış ve organizasyonlarının belirlenmesidir.
Bir başka deyişle kurumsallaşma, kurumun tüm hiyerarşilerini profesyonel iş ilişkisiyle kuruma uyumlu olmaya zorlayan bir sistemin oluşturulmasıdır. Zira bir iş yerinin sosyolojik, psikolojik, fiziksel birçok unsura bağlı olarak değişkenlik gösteren insana bağlı oluşu o iş yerinin tutarlılığını ve sürekliliğini de olumsuz yönde etkiler. Bu bakımdan söylemek gerekir ki kurumsallaşma, bir iş yerinin sürekliliğini ve işin tutarlı gidişatını sağlamak için ihtiyaç duyulan bir sistemdir. Yani kurum kişiye göre değil, kişi kuruma göre iş yapma şeklini belirler.
Yöneticilik ve liderlik arasındaki fark
Yöneticilik ve liderlik kavramları çoğunlukla birbiriyle karıştırılır. Ancak, aslında iki farklı süreci ifade ederler. Yönetici; genellikle mevcut yapıyı koruma, düzen sağlama ve süreçleri takip etme görevini üstlenirken, lider; değişim ve yenilik getirme amacı taşır.
Bir yönetici, var olan hedefler doğrultusunda ekibini yönlendirir ve işlerin belirli bir sistemle ilerlemesini sağlar. Liderlik ise; daha esnek bir yapıya sahiptir ve motivasyon artırıcı bir unsura dayanır. Bu anlamda, lider ve yönetici arasındaki en belirgin farklardan biri, liderin bireylerin gelişimine daha çok odaklanmasıdır. Liderler, bireylerin potansiyellerini ortaya çıkarmak ve onları bir amaç doğrultusunda motive etmek için çalışır. Bir lider, ekibin tüm üyelerinin katkılarını değerlendirir, onlara güven verir ve ilham kaynağı olur. Bu süreçte liderin odak noktası uzun vadeli hedeflerdir. İlişkilerde güven ortamı yaratmak, vizyon oluşturmak ve ekibi daha ileriye taşımak liderlerin temel öncelikleridir.
Başarılı iş insanı Bülent Eczacıbaşı bir röportajında, “liderlik; karizma, cesaret vizyonerlik gibi doğuştan gelen özelliklerle bağlantılı olsa da büyük oranda öğrenilebilir ve geliştirilebilir bir yetkinlik olduğudur, yeter ki bu konuda bir istek ve çaba gösterilsin” demiştir.
Teknolojik gelişmeler ve yapay zekâ
Teknoloji, çağımızda baş döndürücü şekilde hızla gelişmektedir. Bu gelişmeye bir de “yapay zekâ” eklenince insanoğlu bir yandan mutlu olurken, öte yandan tedirgin olmaktadır. Yapay zekâ kısaca; insan benzeri problem çözme yeteneklerine sahip bir teknolojidir. Diğer bir ifadeyle, insanın yerini alarak insan zekâsını taklit eden bir üst zekâ olarak karşımıza çıkmaktadır.
Kurumsal modern kuruluşlar; akıllı sensörler, insan tarafından oluşturulan içerikler, izleme araçları ve sistem günlükleri gibi çeşitli kaynaklardan büyük miktarda veri toplar. Yapay zekâ teknolojileri, verileri analiz eder ve bu verileri, işletme operasyonlarına etkili bir şekilde yardımcı olmak için kullanır. Örneğin yapay zekâ teknolojisi; çeşitli yazılımlarla mali verileri kaydeder, müşteri desteğindeki insan konuşmalarına yanıt verebilir, pazarlama için orijinal görüntüler, metinler oluşturabilir ve analiz için akıllı önerilerde bulunabilir.
Dolayısıyla kurumlar ve liderler; dijital dönüşüm, değişim ve teknolojik yenilikleri yakından takip etmeli, kurumun gelişmesini sağlayacak ya da kârlılığı artıracak yatırımlardan kaçınmamalıdır. Yatırımcılar, kurumsallaşmamış şirketin gidişatını riskli bulduğundan şirketi düşük değerler üzerinden almak ya da ortak olmak isterler. Kurumsallaşmış şirketlerde ise bu durum tam tersidir. Profesyonelleşme, şirketin varlığına ve var olacağına dair bir güvencedir.