Nice yaşlara AIMA

Faruk ŞÜYÜN
Faruk ŞÜYÜN ODAK kitap@dunya.com

Ege’nin Kuzeybatı kıyısında, İzmir’e 120 kilometre mesafede, her sene en az bir kere gitmezsem kendimi eksik ettiğim, sevdiğim insanların yaşadığı harika, ama mütevazı Ayvalık ve Cunda’dan söz ederek başlamak istiyorum bu haftaki yazıma…

Aralarında Pınar Kür ve (ne yazık ki yakınlarda kaybettiğimiz) Ara Güler’in de bulunduğu dostlarımın bu güzel tatil kasabasında evleri var… Çok kültürlü tarihsel, kültürel geçmişi ve tatil merkezleri, kendine has kentsel mimari dokusuyla, gastronomik zenginliğiyle, yazın esen imbatıyla, çevresini bir dantel gibi saran irili ufaklı adalarıyla benzersiz bu sahil kentini seçenlerden birisi de neredeyse 40 yıldır tanıdığım müzikolog Filiz Ali...

Taksiyarhis Kilisesi, Aya Paraskevi Manastırı ve Hamidiye Camii gibi pek çok kilise, manastır ve camiye ev sahipliği yapan Ayvalık’ın kültürel dokusuna çok önemli bir kurum ile hizmet ediyor…

Hem de çok uzun yıllardır… Beş sene önce şöyle yazmaya çalışmışım onun çalışmalarını:

“Ayvalık’ta tam 15 yıldır uluslararası bir müzik kurumu var: Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisi (AIMA). Akademi, 1998 yılında müzikolog Prof. Filiz Ali tarafından kuruldu. O günden bugüne de genç müzisyenlerin ufuklarını ve müzik kariyerlerini genişletip eğitimlerini teşvik etmek amacıyla kurslar veriliyor. Bugüne kadar sayıları 600'e ulaşan katılımcılar arasında Türkiye'den, Avrupa'dan, hattâ Yeni Zelanda'dan gelenler var.

Bu öğrenciler, seçkin öğretmenlerle 8-10 gün boyunca yoğun bir şekilde öğrenme, çalışma ve ustalık kursları alıyorlar. Ve bu yoğun sürecin sonunda, Ayvalıklılarla bir araya gelerek konserler veriyor.

Akademide eğitim dalları geçen yıllar içinde gelişerek bestecilik atölyesi, yaratıcı yazarlık, piyano ve gitar ustalık kurslarıyla çeşitlendirilmiş. Bu sene 6 ayrı dalda gerçekleştirilecek atölye ve ustalık sınıfları ile 50'yi aşkın katılımcının ustalarla buluşturulması hedefleniyor.

Bakın Filiz Ali, geride kalan 15 yılı nasıl anlatıyor:

‘Akademi, bir sivil insiyatif. Tabii ki kurulana kadar epey meşakkatli bir yoldan geçtik. Master class olarak tabir edilen eğitim programlarına âşinaydım. Türkiye'de neden yok diye düşünürken, Ayla Erduran ile çalışmaya başladık. Şansımız yaver gitti ve Ayvalık'ta bir mekân bulduk. Bu mekânın Ümit ve Cem Boyner'e ait olduğunu tesadüfen öğrendik ve onlar da büyük bir cömertlikle evlerini yılda 10 gün için bize açtılar.

Bir başka şansımız ise yine Ayvalık'ta, Avukat Haluk Barutçuoğlu'nun bize bir ev bağışlaması oldu. Önceleri Eczacıbaşı Vakfı'na ait olan evin bize devredilmesiyle kendi vakfımızı, Ayvalık Kültür ve Sanat Vakfı'nı kurmaya karar verdik. Ayvalıklı ya da Ayvalık'a sonradan yerleşmiş dostlarımız bu süreçte bizden desteklerini hiç esirgemedi. 2 sene evvel de Suzan Sabancı Dinçer ve Haluk Dinçer bize 3 yıl süresince sponsor olmaya karar verdi. (…) Daha birçok hayalimiz var. Umarım hayallerimizi gerçekleştirecek destekler de bizimle olur.’”

Hayaller adım adım gerçekleşiyor… Klasik Müzik Akademisi bu yıl 20 yaşında. Yeni yaşını İstanbul’da, Yapı Kredi Kültür Sanat’ta bugün düzenlenecek bir etkinlikle kutlayacak. Akademi’nin Metin Avdaç tarafından çekilen “İki Elin Sesi” belgeseli saat 20.00’de Prof. Filiz Ali ev sahipliğinde düzenlenen galada izleyicilerle buluşacak.

Belgeselde, 20 yıl boyunca klasik müzik tutkunlarının katkılarıyla genç yeteneklere destek olan, dünyanın farklı coğrafyalarından gelen müzisyenleri ustalar ile buluşturan ve son 20 yıldır düzenlediği festival ile Balıkesir’in mütevazı kasabası Ayvalık’a yeni bir kimlik kazandıran akademinin hikâyesi izlenebilecek…

Ben, İstanbul dışında olduğum için maalesef katılamayacağım; bu nedenle, Filiz Ali'nin alanındaki dikkatinin, ustalığının, özeninin ve ciddiyetinin 40 yıla yakın bir süredir tanığı olarak 20. yıllarını buradan kutluyor, gönül desteğimin daim olduğunu belirtmek istiyorum...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar