Rıfat Ilgaz 108 yaşında

Faruk ŞÜYÜN
Faruk ŞÜYÜN ODAK kitap@dunya.com

7 Mayıs, Rıfat Ilgaz’ın 108. Doğumgünüydü. Onu, okurluğu ötesinde yakından tanıdığımda 80 yaşının içindeydi... Aradan 28 yıl geçmiş! 80 dedim; ama, usta edebiyatçının pırıl pırıl gözleri yirmisine ya varmış ya varmamıştı o günlerde... 1991 yılının Aralık ayında bir hafta boyunca 80. yaşını kutlamıştık hocanın... Hem de dört ilde birden: Ankara, İzmir, İstanbul ve Kastamonu’da...
Soğuk Kastamonu’nun çevresindeki tepelerde kırağı oluşmuş, sonsuzluğa dek kalkmayacakmış gibi sessiz bekliyordu o gece... Buz tanecikleri havada asılı kalmış; kenti, ebedi uykuya yatırmış gibi dondurmuştu... Herhalde tek hareket, toplantının yapılacağı salondaydı... Tıklım tıklım dolmuştu, hani tabir yerindeyse üzerinden buğular tütüyordu... Sivas’ta yaşanan olaylarda hayatını kaybeden Asım Bezirci’nin de aralarında olduğu İstanbul’dan giden yazar ve sanatçılardan oluşan grup, yoğun geçmiş bir haftanın ve “Rıfat Ilgaz 80 Yaşında” etkinliğinin son gününü yaşıyordu...

Biz, yani yazarın oğlu Aydın Ilgaz, fotoğraf sanatçısı İsa Çelik ve ben, dört ilde de demirbaştık... Diğer illerde onlarca yazar ve sanatçı bizle ve Rıfat Ilgaz ile birlikte olmuş, binlerce kişi gerçekleştirilen etkinlikleri izlemişti.. Türkiye, ilk kez bir yazarın dört ayrı kentte doğumgününü kutluyordu... 11-19 Aralık’ta gerçekleştirilen bu programı hazırlama ve yürütme görevi bana verilmişti...

Kültür Bakanlığı, Türkiye Yazarlar Sendikası, Pen Yazarlar Derneği, Ankara Büyükşehir Belediyesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Kastamonu ve çevre ilçelerinin belediyeleri, böyle geniş çaplı bir etkinliğin birer ucundan tutmuşlardı...

13 Aralık’ta Ankara’da Kızılırmak Sineması’nda, 15 Aralık’ta İzmir’de İsmet İnönü Kültür Sanat Merkezi’nde, 17 Aralık’ta Kastamonu’da, 19 Aralık’ta İstanbul’da Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda toplantılar yapıldı.

Camları takırdatan soğuğun kolgezdiği Kastamonu, The Marmara Oteli’nin balo salonunu hiçbir ücret almadan açıp yüzlerce kişiyi ağırladığı açılış kokteyli ve o gün yağan müthiş kar, hep gözlerimin önündedir... İstanbul beyaza kesmiş, sessizleşmiş, yollar kapanmış, ama Metin Akpınar’dan Tarık Akan’a Rıfat Ilgaz’ı sevenler, bu hava koşullarında bile onu yalnız bırakmamış salon tıklım tıklım doldurmuşlardı...

Taze bakan Fikri Sağlar’ın göreve başladıktan sonra verdiği ilk plaket, Rıfat Ilgaz’aydı... Artık yalnızca bir anı olan Ankara Bulvar Palas Oteli’nin salonunda mütevazı bir törenle sunulmuştu…
Ya İzmir serüveni... Etkinliğe önce hevesle yaklaşan dönemin belediye başkanının sonradan telefonlarımıza çıkmayıp bizden sürekli kaçışı... Sonunda belediyeye ait salonu alış, davetiyelerin dağıtımında, biletlerin satışında, tanıtımında size “A Protokol” uygulayacağız sözü... Ve İzmir’e ulaşıldığında “A Protokol”ün dokuz kişiden ibaret (!) olduğunu öğreniş, iki günlük çılgınca bir çabayla salonu doldurmayı başarışı...

İstanbul’da Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda dokuz yüze yakın insanı bir araya getiriş ve zamanın belediye başkanı Nurettin Sözen’in itirafı:

“Doğrusu bravo. Biz, hiçbir zaman bu salonu böyle dolduramadık.”

Ankara’da 80 yaş etkinliğinde programın uzaması nedeniyle o dönemin belediye başkanı Murat Karayalçın’ın bir başka mekânda verilecek kokteylde bizi bir saatten fazla sabırla beklemesi... Ankara’da hiçbir ilde rastlayamadığımız konukseverliğin sağlanmasındaki rolü...
Öyle çok anıları var ki o yılların... Aydın Ilgaz, bunları kitap yapalım diyordu... Gerçekten de sıkılmadan okunacak bir yapıt olurdu… Belki, 110. yaşına…

Rıfat Ilgaz’ı 7 Temmuz 1993 günü yitirdik. Zincirlikuyu’daki mezarı “Asım benim çok eski dostum. Benim için yıllarca çalışıp kitaplar yazan değerli bir yazar. Yazar, kitapları yalnız kendisi için yazmaz. Kitaplar birer sevgi derlemeleridir. Asım aylarca günlerce benimle yattı, kalktı. İyi günlerimde gülmüş, hapishanelerle, kelepçelerle ağlamış. Gözlerinin önünde 81’de kelepçeliyim. Asım yanımda, Türkiye’de yaşama da ölüme de inanılmıyor. Asım Bezirci yaza yaza kayboldu gitti işte. İnsanca yapabileceğimiz tek şey şimdi Asım’ı saygıyla anmak” sözcükleriyle andığı Asım Bezirci’ninki ile yan yana…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar