Tatil günlüğü
TEOG ve yabancı okulların Bahar Tatili sağ olsun bir hafta şehirden uzaklaştık. Uzaklaşmalar insanın kendini dinlemesi için en güzel fırsattır. Sizi bilmem ama ben bu uzaklaşmalarda ihmal ettiğim pek çok şeyi de yapmaya koyulurum. Bu uzaklaşmada da biraz toplumumuzu izleme, biraz da kitap okuma fırsatım oldu. İşte size kısa notlar…
Bahar Tatili için Alaçatı’ya geldik. Herkes bu tatili değerlendirmiş, iğne atsanız yere düşmeyecek bir kalabalık vardı. Alaçatı hayli toparlanmış. Ancak inşaat pisliğinden geçilmiyor. Her yerde bir işçi kürek sallıyor. Bizim jenerasyon da bu inşaat dönemine denk geldi, ülkede nereye gitseniz bir inşaat var, bıktık… Alaçatı’da alan kalmadığından artık Reisdere, Şifne gibi yerlere büyük villa projeleri yapılıyor. Herkes güzel bir yazlık alma derdinde. Alaçatı’da olsun çamurdan olsun… Otoparklar yetmiyor, insanlar sıkış tepiş yollarda yürüyor ama mutlu. Alaçatı da şaşkın geldiği noktaya. Ev fiyatları minimum 600 bin TL’den başlamakta. Eskiden 30 bin TL’ye koca malikanelerin satıldığı köy ahalisi vakti zamanında bir mülk alamamaktan pişman.
TEOG sınavından sonra en çok konuşulan şey eğitimin ülkemizin geldiği kötü nokta. Şaşırmazsınız. Alaçatı Köşe Kahve’de oturup etrafı şöyle bir süsseniz hanımların hiç abartısız yüzde altmışı estetikli. Kuaförde çalışandan sosyetik görünümlüsüne herkes en kötüsünden bir yerine bir şey sıktırmış. Estetik olayının sayfiye yerlerinde daha da öne çıktığını söylemek mümkün. Herkes güzelleşme peşinde. Erkeklerde spor muhabbetinden geçilmiyor. Kim kaç kilo kaldırıyor, ne kas yapmış, kaç dakika koşuyor, dinlemekten bayılacaktım. “Fit olma”- nın derdi herkese virüs gibi bulaşmış. Bu sağlık için çabalama aslında hayli sevindirici ama gelin görün ki hepimizin gözlemi Türk insanının giderek şişmanladığı. Özellikle gençler hayli kilolu. Beslenme alışkanlıkları değişmediği sürece ne kadar spor yapılsa nafile.
Geçim sıkıntısı çekenler siyasal ortamda neler olacağını merak ediyor. Kime oy vereceksiniz hikayesi dar gelir grubunda hakim bir konu. Hali vakti yerinde olan kesim bu seçimde kesinlikle seçimden konuşmuyor. Ne olacak bu memleketin hali mevzuu yerini buradan gidersek nerede yaşarıza bırakmış. İki grubun da ortak özelliği çaresizlik sanırım. Tüm gelir gruplarını, sosyal sınıfl arı bir araya getiren yegane konu ise Acun Ilıcalı’nın kanalı nasıl para kazanır ve Survivor’da kim birinci olur. Sanki gündemden uzaklaşmak, doların, euronun vaziyetinden bihaber olmak için seçilmiş bir ara kaçış Acun’un Survivor’ı. Herkes kafasında bir adada, uzaklaşmış yaşıyor adeta. Seyrettiği için utananların da kamuflaj cümlesi; “bizim oğlan çok seviyor”…
Yaz yaklaşırken herkeste bir “yaşasın yaz geldi (!)” havası var. Bu yaz bizlerin şükretme yazı olacak hiç şüphe yok. Son birkaç yıldır ülkenin de gelişimiyle hepimiz evler, arabalar aldık, lüks hayatlar yaşadık. Kriz teğet geçse de şimdi merkezden geliyor gibi duruyor. En azından dünyayı okuyan ve DÜNYA’yı okuyan her okur bunun farkına varıyordur. Piyasada büyük bir durgunluk var. Kazananlar, internet siteleri ve sosyal medyaya ilişkin her değer. Uzun bir kıştan sonra yaza “nihayet” diye giren bizler sabrederek bu zorlukları aşmayı öğreneceğiz. Sabır her yolun sonudur nihayetinde…
Alaçatı’da ana caddenin bulunduğu çarşıda kalite hayli düşmüş. Dondurmacılar geçidi diyebileceğimiz caddede türlü takıcılar, yeni dondurmacılar ve mayo-terlikçiler hakim. Hacımemiş ise kalitenin ana merkezi olmuş. Artık Alaçatı ruhu Hacımemiş’te, gelirken aklınızda olsun… İnsan nereye giderse fikrini de oraya götürürmüş. Bu tatilde de durum pek farklı olmadı.