Trafik radarlarına ve ‘nereden buldun’a tepkinin sebebi ne?

Geçen hafta “Vergi müfettişi nereden buldun diye soramaz mı?” başlıklı ya­zım çokça tartışıldı ve bu konuda çok sayı­da yazı yazıldı, yorumlar yapıldı.

Geçen haftaki yazım sonrasında yapılan yorum ve yazılan yazılarda alınan tavırla­rı kendimce kategorize etmeye çabaladım.

-‘Soru’nun yasal zemini yokcular,

-Soru sorulamazcılar,

-Cevap vermemek lazımcılar,

-Hiçbir şey yapamazcılar,

-Soru ve cevap tek başına bir sonuç ya­ratamazcılar…

-Bu arada kendi yazımı son kategori içinde değerlendirdiğimi ifade etmek is­terim.

Radar tepkisi

Öncelikle ve peşinen belirteyim ki kural­lara uyum, denetim ve kurallara uymayan­ların cezalandırılması ile olur. Ben kural­lara uymayayım ama ceza da yemeyeyim olmayacağı gibi, kurallar herkese uygulan­maz da kurallarda belirsizlik de olmaz.

Kurallar herkes için geçerli olmalı. Sa­dece itfaiye, ambulans, suçlu takibindeki görevli araçları kural ihlali yapabilmeli di­ğer (Milletvekilleri, kamu araçları, partili araçları…) tüm araçlar kurallara uymalı. O kadar çok, çakarlı araç vs. haricinde de ya­zılı kurallara aykırı olarak hareket eden ve müsamaha gören var ki.

Cezalar eylemle uyumlu ve ağırlıkla­rı mantıki tutarlılık içinde olmalı. Ayrıca, trafik işaretleri, hız sınırlarının başlama ve bitiş noktalarındaki belirsizlikler de bir sorun.

Hız sınırları da benim kafamda belirgin değil. www.kgm.gv.tr sitesinde (8.6.2025) otomobiller için hız sınırları: Yerleşim yerlerinde 50, şehirler arası gelişli gidişli yollarda 90, şehirler arası bölünmüş yol­larda 110, KGM tarafından işletilen oto­yollarda 130, YİD modeliyle işletilen özel sektör otoyollarında 140 gözüküyor. Bu hız sınırlarına ilave %10 tolerans vardı de­vam ediyor mu?

Kesilen cezalara gösterilen tepkinin sebebi ne?

İçişleri Bakanlığı radar haritası yayınla­dı, her 30 km’de bir radar olacağını açıkladı, yollarda radar öncesi uyarı tabelaları ko­nuldu ancak vatandaş halen radar uygula­malarından şikayetçi.

Suç işleme özgürlüğünü yakalanmadan, cezalandırılmadan devam ettirme çabası mı? Devlet ve vatandaş savaşı mı? Vatan­daşın vesayete direnişi mi?

Vatandaşın bürokrasiye direnişi mi?

Vahşi atın gem vurma semer takmaya gösterdiği tepki gibi, kuralsızlığın kural ol­duğu bir toplumda kurallara gösterilen bir tepki mi?

Genel olarak vatandaşın ters gördüğü her şeye tepkisi mi? Kimse kurallara uy­maz suçlular ortalıkta cirit atarken bula bula bizi mi buldunuz tepkisi mi? Gücünüz bize mi yetiyor tepkisi mi? Şimdi sıra bizde yaklaşımı mı?

Trafik suçları ve cezaları ile verginin ne alakası var diyeceksiniz…

İnsanların kendi can güvenlikleri için konulmuş trafik kurallarının bile hiçbir kıymeti harbiyesinin olmadığı bir toplum­da vergi konusunda farklı bir tavır bekle­yemezsiniz. Trafik kurallarına uyumsuz­luğun detaylarına indiğimizde de konunun sadece trafik olmadığını görüyoruz.

Yolsuzluk, kara para ve kayıt dışılık bir­biriyle iç içe geçmiş; denetimsizlik, ceza­sızlık, adalete güvensizlik, Devlet harca­malarında savurganlık algısı gölgesinde büyüyen bir musibettir. Vergide uyum tek başına mali idarenin çabaları ile sağlana­mayacak ölçüde girift bir sorundur.

Kaynağı belirsiz tüm servet sahipleri hiçbir ayırım gözetilmeden nereden buldun sorusuna muhatap olabilmeli

Tekrar başa dönecek ve vergi idaresinin nereden buldun sorusuna gelecek olursak, bu soru, birdenbire, kaynağı belirsiz, ölçü­süz servetlere erişen her kese sorulmaya başlanırsa anlamlı olabilir.

Yine af seslendirilmeye başlandığına gö­re vatandaş seçim kokusu mu aldı acaba.