Türkiye’deki şirketlerin anatomisi üzerine

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Dış gözle yapılan değerlendirmeler, iç gözle bakıldığı zamanki körlüğe ışık tutabilir. Onun için zaman zaman OECD gibi dışarıdan gözlemlerin özetlerini sizlerle paylaşıyorum. Bu da onlardan biri...

OECD’nin, Türkiye’den bazı kurumların yardımıyla çıkardığı şirket anotomisi saptamaları önemli sonuçlar ortaya koyuyor. Sunuma üç soru sorularak başlanıyor. Türk ekonomisinde arz tarafında, somut bir şirketler popülasyonu olarak baktığımızda karşımıza ne çıkıyor? Bu kara kutunun kapağını açtığımızda içinden çıkan anatominin ekonomi politikası açısından sonuçları var mı? Türkiye’nin şu anda içinde bulunduğu dönemde bu anatominin özellikle göz önüne alınması gereken yönleri var mı?

Çalışmada Merkez Bankası ve Sanayi Bakanlığı'ndan 100.000’e yakın 0-9 çalışanlı mikro, 50 bine yakın 10-49 çalışanlı küçük, 10 bin civarında 50-250 çalışanlı orta ve bin civarında sanayi işletmesinin veri ve bilgileriyle analiz yaparak belli tespitlerde bulunulmuş.

- Türk şirketleri diğer orta gelirli OECD ülke şirketlerinden daha hetorejen bir yapıya sahipler. Örneğin; 250’den fazla işçi çalıştıran imalat sanayisinde iş gücü verimliliği Alman şirketlerinin yüzde 70’i civarında, bu oran orta boy şirketlerde yüzde 57’ye , 20’den az işçi çalıştıranlarda yüzde 20’ye iniyor. Fark binden fazla işçi çalıştıranlarda iyice azalıyor. Genelde Türk ekonomisinde verimlilik OECD’nin ortalamasının çok altında kalıyor.

- Türkiye ekonomisinde 2005 sonrası yeni şirketlerin girmesi, mevcut bazılarının büyümesi ile oluşan yeni şirket yapısıyla daha geniş tabana yayılırken, verimlilik düşüyor. Buna düşük teknolojili şirketlerdeki istihdam yüksekliği, ihraç ürünlerinde sofistikasyonun azalması neden olurken, istihdamın tarım dışına kayması verimliliğin yükselmesini sağlıyor.

- Hukuk ve mevzuat konusunda şirketler üçlü kutuplaşmaya girmiş durumda. Hukuk ve mevzuat çerçevesinde büyük ölçüde şeffaf şirketler, mevzuat dışında çalışan kamu otoritesince bilinmez şirketler ve kısmen hukuk ve mevzuat içinde çalışan yarı şeffaf şirketler. Üçüncü grubun istihdamdaki payının diğer iki gruptan daha büyük olduğu görülüyor.

- Heterojenliğin boyutu daha az gelişmiş Anadolu kaplanı denilen bölgelerde Batı’ya göre daha yaygın. Kayıtlı, resmi, ancak istihdam ve ücret pratiklerinde hukuk dışında kalan ve mali tabloları şeffaf olmayan şirket popülasyonu söz konusu.

- Anadolu kaplanları, gelişmiş bölge şirketlerine göre daha hızlı büyüyorlar. Bu şirketlerde iş gücü verimliliği yüksek, verimlilik şirket boyutlarıyla orantılı değil.

- Dört farklı firma tipinin söz konusu olduğunu görüyoruz. Zayıf insan sermayeli büyük ölçüde enformal şahıs şirketleri, orta boy yarı enformal aile şirketleri, kurumsallaşmış modern ve borsada işlem gören şirketler, yüksek vasıflı ve yüksek verimli genç şirketler. Bu faktör, analizleriyle test edilmeyi bekleyen el yordamıyla yapılmış bir sınıflandırma olarak nitelendiriliyor.

- Türkiye ekonomisinde küçük enformal şirketler büyük yer tutuyor. Bunlar yatırımlara, makro ekonomik koşullara çok hassas. Buna karşılık banka borçları yok gibi.

- Orta boy şirketler serpiliyor. Eldeki verilere göre 10 yılda yatırımlarını en fazla bunlar artırmış. Şeffaflık eksikliği nedeniyle bu şirketlerin ulusal ve uluslararası sermaye piyasasına erişimleri çok sınırlı.
- Modern uluslararası standartlarda kurumsallaşmış şirketler, sermaye piyasasında işlem görüyorlar. Orta ve üst teknolojili üretim ve ihracatı gerçekleştiriyorlar.

- Yüksek nitelikli genç şirketler, Türk ekonomisinin geleceği için hayati önem taşıyorlar. 2018 OECD incelemesinde bu gruba orta ve yüksek teknolojili 4 yaşında ve daha genç şirketler dahil edilmiş. Sayıları ve yatırımlarının son on yılda kayda değer şekilde arttığı ifade ediliyor.
Evet çok geniş bir araştırmadan, telgraf usulü satır başlarıyla aktarabildiklerim bunlardan ibaret...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar