Yabancı para cinsinden sözleşmeler, teknik iflas, konkordato, tefeci addedilme evhamı

Zeki GÜNDÜZ
Zeki GÜNDÜZ VERGİ POLEMİKLERİ zeki.gunduz@dunya.com

Değerli DÜNYA okurları, kısa kısa güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunayım istiyorum.

1. Dönüşümde süre uzatılmalı

Bildiğiniz üzere, yabancı para cinsinden oluşturulmuş sözleşmelerin 30 gün içinde TL’ye çevrilmesi gerekmekte. Ancak, bu 30 günlük süre hızla tükenirken henüz bu konuda beklenen tebliğ açıklamaları yapılmadı.

Dolayısıyla, kapsama girenlerin veya girmeyenlerin belirgin hale geleceği bu düzenleme ile birlikte mutlaka geçiş süresi de uzatılmalı.

2. Bedelin TL’ye çevrilmesinde damga vergisi

Eğer bir istisna getirilmezse damga vergisi uygulanacak, ancak, sözleşme bedelinin tamamı üzerinden değil, damga vergisi uygulanmış TL bedeli ile yeni TL bedeli arasındaki fark üzerinden damga vergisi hesaplanması gerekecektir.

Aslında, yapılan hukuki bir düzenleme ve zorlama ile yapılan bu değişikliğin, serbest iradelerle yapılan sözleşmeden ziyade, hukuki gerekliliğin yerine getirilmesi olduğu göz önüne alındığında, bir istisna getirilmese bile, yorumla damga vergisi uygulanamayacağı da ileri sürülebilir

3. Teknik iflasta hangi borçlar değerlenmeyebilecek?

Öncelikle belirtmek gerekirse, şayet istenirse, henüz ödenmemiş yabancı para cinsinden olan tüm borçlar, doğduğu günkü TL değerleri ile dikkate alınarak “sermayenin kaybı” veya “borca batıklık” açısından bir değerlendirme yapılabilecektir. Tek kriter henüz ödenmemiş olmasıdır. Borcun ne zaman alındığının bir önemi bulunmamaktadır.

4. Kayıtlarda borç değerlemesi konusunda ne yapılacak?

Hiçbir şey. Daha önce kayıtlarda değerlemeye tabi tutulmuş bu nedenle de sermayenin kaybı veya borca batıklığa sebep olan borçlarla ilgili olarak kayıtlarda bir şey yapılmayacak, bu test kayıtlar dışında oluşturulacak tablo veya raporlarla tespit edilecektir.

5. Konkordato borçlusu

Konkordato anlaşması neticesinde borçlarının bir kısmından (anapara, kur, faiz) kurtulan borçlu, daha önce kayda aldığı tutarları bu kadar azaltacak, dolayısıyla azalan borç kadar gelir kaydı yapacaktır. VUK’un 324. maddesine göre bu tutarlar borçlunun defterinde özel bir karşılık hesabına alınacak, 3 yıl içinde zararla itfa edilmediği takdirde kar hesabına naklonulacaktır.
Teklifimiz, bu fondan geçmiş yıllarda oluşmuş zararların da mahsubuna imkan verilmesidir.

6. Konkordato alacaklısı

Konkordato anlaşması yapan alacaklı taraf VUK’un 322. maddesi çerçevesinde vazgeçtiği tutarı zarar yazacaktır.

7. Kişisel konkordato imkanı

Geçen hafta tartışılan bu konunun bütünleyici, tamamlayıcı olduğunu düşünüyorum. Aksi takdirde şirketler takipten kurtulurken, şirketlerle ilişkide bulunan kişilerin korunmadığı bir ortam oluşacaktı.

8. Grup içi borçlanma suç değildir

Hiç katılmasak da şirketler rahatlatıcı bir düzenleme veya açıklama bulunmaması nedeniyle, grup içi borçlanmalarla ilgili olarak “tefeci” addedilme evhamı yaşamaktadırlar. Yapılacak açıklama ve/veya gerekiyorsa düzenlemelerle şirketlerin bu evhamdan kurtarılması yararlı olacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar