Yalın Enstitü’den çağdaş mesleki eğitim uygulaması ve Türkiye’nin eksikleri

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Yalın Enstitü Derneği Başkanı Yalçın İpbüken, Mesleki eğitim konusunda derneğin araştırmacısı Dr. Ayperi Okur’un Mesleki Eğitim konusunu dünya örnekleriyle ele alan ve bizdeki yetersizliği ortaya koyan çalışmasını gönderdi. Değerlendirmesini sizinle paylaşmak istedim.

“Egitim üretim içindir” yazım üzerine Yalın Enstitüsü Başkanı Yalçın İpbüken, enstitülerinin araştırmacısı Dr. Ayperi Okur’un mesleki eğitim konusunda 9 dünya ülke örneğini ve Türkiye’deki mesleki eğitimi inceleyen çalışmasını gönderdi. Çalışmada, 21. yüzyılın hızın hakim olduğu bir dönem olduğu belirtilerek, işgücü piyasasının hızla küreselleştiğinin altı çiziliyor. 3 boyutlu yazıcı, akıllı robot, yapay zeka uygulamaları, akıllı malzeme ve bulut bilgi işlemlerinin hızla digitalleştiği belirtiyor. Yalın Üretim ve Yalın Hizmet sunumunun yüzyıla damgasını vurduğunun altı çiziliyor. Dokuz ülkenin mesleki eğitiminin içeriğine değinildikten sonra Türkiye’de mesleki eğitim ele alınarak olumsuzluğu ortaya konuluyor.

- Türkiye’de mesleki okullar sayısal olarak etkileyicidir. 2010’da tüm liseler içersinde meslek liselerinin oranı yüzde 53’tür. 2008-2009’da ülkemizdeki meslek lisesi sayısı 596, öğrenci sayısı 1 milyon 565 bindir. 2015 itibarıyla Meslek yüksekokulu 955 bu okullardaki öğrenci sayısı 1 milyon 75 bindir.

- Ama bu okullar ekonominin, sanayinin gerektirdiği uzmanlık taşıyan öğrencileri yetiştriyor mu? sorusuna verilecek yanıt “Hayır” dır. Meslek liseleri gerek öğrenci, gerek öğretmen, gerek teknik donanım altyapısı açısından yetersizdir. Acilen reforma ihtiyaç vardır. 2012 yılı meslek lisesi mezunu 192 bin öğrencinin sadece yüzde 1.8’i başarı kazanarak üniversiteye girebilmiştir.

- Meslek liseleri günümüz üretim teknolojilerine uygun nitelikli işgücü yetiştirememektedir. Hızla gelişen sanayimiz “eski” yöntem ve bilgilerle yetişen mezunlara iş vermeyi tercih etmemektedir. 3 boyutlu yazıcıların devreye girdiği bilgi ekonomileri çağını yaşıyoruz. Bu çağda sanayi, nitelekli, problem çözmeyi bilen, karar alma yetisine sahip, iş gücüne gereksinim duyuyor. Bu niteliklere sahip elemanları istihdam etmek istiyor.
- Meslek liseleriyle sanayi ve diğer özel işletmeler arasında bağ oldukça zayıf. Mesleki eğitimi iyi uygulayan Almanya ve İsviçre örneklerinde gördüğümüz haftalık staj programları bizim meslek liselerimizde ihmal edilmiş.

- Meslek liselerinin öğretmenlerinin eğitimi, çağdaş sanayi hizmet ve üretimine özgü teknoloji ve ilkeler konusunda donanımlı ve bilgili değiller. Öğretmenler sanayiden kopuklar. Yeni çıkan makine, teçhizat ve ekipmanları tanımıyorlar. Bu durum, öğrencilerin öğretmenlerinin bilgi ve becerileri konusunda şüphelerine yol açıyor. Türkiye’de meslek okulu öğrencilerinin yüzde 63’ü yeniden imkan tanınsa bu okullarda okumayacaklarını söylüyorlar.

Mavi ve beyaz yakalı işçi kavramının değiştiğini belirten bir araştırmacı, “bilgi işçisi” kavramının öne çıktığını söylüyor. 1990’dan itibaren birçok ülkede yaşam boyu öğrenim felsefesinin öne çıktığını açıklayarak, ”Milli Eğitim Bakanlığı’nın şu anki okul tiplerine bağlı eğitim yapısının verimsizliğe ve israfa açık olduğu” sonucunu ortaya koyuyorlar. Bu nedenle başta meslek liseleri olmak üzere tüm liseleri kapsayacak bir reform ağının başlatılmasını öneriyorlar.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar