Yılın başından beri hisse ile tahvil-bono piyasalarımız ayrışma içerisinde

İrem DIŞPINAR / QNB FINANSINVEST
İrem DIŞPINAR / QNB FINANSINVEST UZMAN GÖRÜŞÜ

Yılın başından bu yana hisse senedi ile tahvil-bono piyasalarımız ayrışma gösteriyor. Normalde risk alma iştahı kaynaklı olmak üzere yabancı girişinin yaşandığı bir ülkede, borsası yukarı giderken, tahvil-bono faizleri geri çekilir. Ancak içeriye baktığımızda, son dönemde bu ilişkinin benzer şekilde çalışmadığını görüyoruz.

2017 yılının başından itibaren küresel risk alma iştahı artarken, gelişmiş ve gelişmekte olan ülke borsaları yukarı yönlü trend içerisine girmişti. 2016’da aşağı yönlü hareketler sergileyen gelişmekte olan ülke (GOÜ) borsaları, bu ülkelere yönelik 2017 büyüme beklentilerinin artmasından olumlu etkilendi. Gelişmekte olan ülke borsalarındaki olumlu havanın yanında, 2016’nın üçüncü çeyreğinden sonra içeride büyümenin toparlanması, tüketim sektöründe artan satış gelirlerinin ve birtakım vergi indirimlerinin şirket bilançolarına olumlu yansıması gibi faktörler BIST 100 Endeksi’nin yukarı yönlü bir hareket sergilemesinde oldukça etkili oldu. Yılın başından beri MSCI GOÜ Endeksi yüzde 24 oranında artış ile son 2,5 yılın en yüksek seviyelerine yöneldi. Dolar bazında BIST 100 Endeksi ise bu süre zarfında iç odaklı gelişmelerin etkisiyle yüzde 38 oranında yükseliş ile GOÜ borsalarına görece olumlu performans gösterdi. Özellikle de teknik olarak MSCI GOÜ Endeksi’nin 1067 seviyesinin üzerinde kalıcı olması son 3 yılın en yüksek seviyesi olan 1100 hedef direncine yönelim açısından öne çıkıyor. GOÜ borsalarında risk iştahının devam etmesi ise BIST’te yeni rekor denemeleri açısından öne çıkıyor.

Tahvil-bono piyasalarına bakıldığında ise, enflasyonun yüksek bir seyir  izlemesi, Hazine’nin iç borç yükünün artması, bankaların tahvil-bono stoklarını azaltarak bu kaynağı krediye yönlendirmesi nedeniyle artan kredi büyümesi, mevduat faizlerinde yaşanan yükseliş piyasa faizlerinin artmasına neden oldu ve böylece her iki piyasa arasında ayrışma yaşandı. Katılımcılar ise daha düşük tahvil-bono faizi yerine daha yüksek mevduat faizini tercih ediyor. Öte yandan TCMB ise enflasyonun bulunduğu yüksek seviyelerin fiyatlama davranışlarına dair risk oluşturması nedeniyle ortalama fonlama maliyetini yüzde 12 seviyesi civarında görece yüksek tutarak sıkı para politikası uygulaması gerçekleştiriyor. Tüm bu faktörler içeride borsa tarafı ile tahvil-bono piyasalarının ayrışmasına neden oluyor. Önümüzdeki dönemde enflasyonun baz etkisi kaynaklı olmak üzere yükselecek olması ve yukarıdaki diğer faktörlerin devamı nedeniyle içeride tahvil-bono faizlerinde yüksek seviyeler korunacaktır. BIST’te ise GOÜ piyasalarının seyri etkili olmaya devam edecektir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Gözler G-20 Zirvesinde 27 Haziran 2019