2023 hedeflerinden vazgeçmiyoruz amma...

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve 5 bakanın katıldığı ve 2015-2017 Orta Vadeli Program'ın açıklandığı toplantıdaki rakamların sonuçlarına baktığımda, 2023 yılının kişi başına 25 bin dolar milli gelir, 2 trilyonluk GSMH ve 500 milyar dolarlık ihracat hedefl erine ulaşmamızın “zor’’olduğu sonucuna varıyorum. 

Sayın Babacan, 2023 hedeflerinden vazgeçmediğimizi söyledi, ama rakamlar bu “zorluğu” anlatıyor. 

Bu hedefi ortaya koyduğumuz dönemde büyümemizin yüzde 7-8’lerde olmasıyla bu hedefe ulaşabileceğimiz düşünülüyordu. Son yıllarda ancak yüzde 3-4’ler seviyesinde büyüyebildik. OVP’de de 2015 büyümesi yüzde 5’ten yüzde 4’e aşağı doğru revize ediliyor. Sonraki iki yıl için de yüzde 5 hedefl eniyor. Bu zorluğu düşündüren bir başka rakam da, OVP’de 2017’de kişi başına milli gelirin hedef olarak 12 bin 229 dolar olması. 2023’te 7 yıl sonra bunun iki katına çıkıp 25 bin dolara ulaşması da “zor” hedefl erden biri olarak görülüyor. Bu “zorlukları” ihracat ve GSMH açısından da söyleyebiliriz.2017 yılında 203 milyar dolara çıkması hedefl enen ihracatın 2023’te 500 milyar dolara çıkması da 2017’de 2 trilyon 370 milyona çıkması beklenen GSMH’nın 2023’te 2 trilyon dolara yükselmesi de “zor” hedefl er arasında. 

Babacan, yapısal reformların “olmazsa olmaz” olduğunu 25 dönüşüm programıyla, onun her bölümünün altında bileşenler ve bileşenlerin altında bileşenlerle 1250 eylemin gündeme geleceğini belirtiyor. Bu bana 2010-2014’te bizi Avrasya’nın orta ve yüksek teknolojide üretim merkezi yapacak Sanayi Strateji Belgesi'ndeki 72 Eylem Planlı belgesini hatırlattı. Onlarla ilgili bir bilanço ortaya konmadı ama, Avrasya’nın orta ve yüksek teknolojide üretim merkezi olamadığımızı biliyorum. Sanayi Strateji Belgesi'nde takvime dayalı Eylem Planı'nın denetiminin yeterince yapılamamış olması bu sonuçta önemli rol oynadı. Bu nedenle OVP’de “olmazsa olmaz” görülen, Kalkınma Planı'nda da yer alan, bu 25 dönüşüm programına bağlı 1250 eylemin denetiminin, takvime bağlı sonuçlarının nasıl yapılacağının çok önemli ve gerekli olduğuna inanıyorum. 

Babacan, bu OVP’de üç temel öncelikleri olduğunu belirtirken geçen yıl ilk sıradaki “cari açığı düşürme” hedefini ikinci sıraya koyuyor, öncelik sıralamasında ilk sıraya “enflasyonla kararlılıkla mücadeleyi” koyduklarını, üçüncü sırada da “olmazsa olmaz yapısal reformların” yer aldığını açıklıyor. Buna bağlı temel politikaların ise “Maliye politikasında sıkı duruşun devamı” ve “Makro ekonomik denge için yapısal reformlar” olarak belirtiyor. 

Son yıllardaki hedef şaşmalarının nedenlerinden söz ederken de, içerde dışarda beş etki olduğunu söylüyor. Bunların Gezi olayları, FED kararları, 17 Aralık, Rusya Ukrayna olayları ve Irak Suriye’deki gelişmeler olduğu sıralamasını yapıyor. 

Dün açıklanan 2015-2017 OVP rakamları yüzde 4-5 büyüme, yüzde 5-9 enfl asyon, yüzde 9’un biraz üzerinde işsizlik ve yüzde 5’in üzerinde cari açık tablosunu ortaya koyuyor. İhracatta ve ithalatta dengeli artış beklendiğini, GSYH’da ve kişi başına milli gelirde belirli bir artış olacağının hedefl endiğini gösteriyor. 

Yeni Orta Vadeli Program hedefl eri tutturulabilir hedefl er olarak karşımıza çıkıyor. Ancak, OVP’nin 2017 rakamlarının bizi 2023 hedefl erimize yakınlaştırmak açısından “zorluğu” ortaya koyduğunu da gösteriyor. 

Dün yayınlanan Avrupa Parlamentosu’nun ilerleme raporunda yer alan ekonomik değerlendirmelerde objektif sonuçlar ortaya koyuyor. Büyümenin geçen yıllara oranla ılımlı, dış ticaret açığının ise yüksek olduğu, enflasyonda hedeften uzaklaşıldığı, kamu borcunun sürdürülebilirliğinin sağlandığını, kadın istihdamının arttığını,Mali çevrede şeff afl ığın artmasında ilerleme kaydedildiği değerlendirmeleri yer aldı.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar