Bu yazıyı yazmayı üç-dört kez erteledim Evra yazdırdı...

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Son dönemde hemen her gün haber ajanslarıda “terör can aldı bir güvenlik görevlisi şehit, üçü yaralı ” haberleriyle karşılaşıyoruz. Hemen hergün öğle namazlarında şehit cenazelerine katılan siyasileri ve kamu görevlilerini televizyonlarda izliyoruz. Günlük mesailerinin 1-1.5 satini cenaze törenlerinde geçinren devlet büyükleriyle karşılaşıyoruz. 

Bu törenlerde çocukları şehit edilmiş babalar-anneler eşlere  devlet büyüklerince taziyeler dileniyor. 

Ve şehit çocukları onlar da törenlerin vazgeçilmez unsurları olarak karşımıza çıkıyorlar. 8-10 yaşına gelmiş olan şehit çocukları olan biteni algılamış olarak, yakınlarının yanında babalarının cenazelerine katılıyorlar. 3-4 yaşındakiler, farkında olmadıkları, tam olarak algılayamadıkları bu ölüm olayı karşısında babalarının tabutu başında sanki oyun oynar gibi oradan oraya seyirtiyorlar. Yarınlarda yaşayacakları babasız kalmanın acısını henüz algılayamadıkları için, öyle ortada dolaşıyorlar. 

Bu yazıyı bir ay önce yazmak, Cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar, genel kurmay başkanı, muhalefet liderlerini şehit cenazeleri önünde öğle namazı  mesaisinde(!) buluşturan bu konuyu, hergün sıradan bir habermiş gibi telavizyondan izlerken, “Buna bir son vermek lazım. Bu toplumuzdaki bütün bireylere düşen bir görev” diye düşünüyordum. Ve bunu her yazmak istediğimde kendime bir fren koyuyordum/ yazmıyordum.

Şehit polis ve askerlerden birçoğu ile ilgili haberlerde, şehit oldukları “Terör olaylarının yoğun olduğu bölgelere” özel görevle ya da kendi istekleriyle gittikleri bilgiler yer alıyordu. 

Bana uzun süredir ertelediğim bu yazıyı PKK terör örgütüne operasyonda şehit düşen 40 yaşındaki Özel Harekatçı polis memuru Önder Ertaş’ın Eyüp Sultan’daki cenaze tören haberinde yumuk gözlerinden gözyaşı damlaları yanağına akan 8 yaşındaki kızı Evra Ertaş’ın babasının tabutu başında söylediği, “Baba ben sana gitme demiştim dinlemedin. Baba hani gitmeyecektin” sözleri ile kendisini tabut başından uzaklaştıranlara “Beni götürmeyin, bırakın...”sözleri neden oldu. 

Haberde ayrıca Cumhurbaşkanının şehit eşi Arzu Ertaş’a taziyelerini bildiren resmi ve babası Durmuş Ali Ertaş’ın cami avlusunda bir plastik sandalyede elleri dizinde büyük üzüntüsü yüzünden yansıyan resmi de yer alıyordu. 

İşte bu şehit kızı  Evra Erteş’ın sözleri, eşi ve babasının resimlerinin yer aldığı haberi okuyunca ertelediğim yazımı kaleme aldım.

Şimdi toplumun bütün kesimlerinin iktidar ve muhalefetteki siyasilerinin “Amasız-fakatsız bir işbirliği içersinde” teröre karşı  mücadelede etmeleri ve “barışı ihya için empati içersinde davranmaları”gerektiğine inanıyorum. Babası şehit olan 8 yaşındaki Evra’nın ve diğer şehit yakınlarının acılarının bir nebze olsun dindirilmesi için buna ihtiyaç vardır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar