Dünya Ormancılık ve Su Günü'nde bir doğa aşığının mektubu

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Dünya Ormancılık ve Su Günü’nü dün kutlarken ocak ayında 76 yaşındaki doğa aşığı emekli matematik öğretmeni Rahim Demirtaş’ın gönderdiği e-postayı hatırladım. Hoca “Aşık olan fedakarlık yapar” diyerek, doğa sevgisini ortaya koyarken, “Erozyonun canına okuduğu, günlerce çöl rüzgarlarının estiği bir bölgede oluşturduğum ormandan, güzel yurdumun, güzel insanlarına sesimi duyurmak istiyorum” diyerek, Konya Ereğlisi Beyören köyünde yetiştirdiği ormanı anlatıyor... 

“Bizler risk üstlenmeden, sıkıntılar çekmeden, bir şeyler harcamadan bir şeyler elde etmek istersek hayal olur. İlk olarak 1969 yılında köyümüzde dağımıza 4 çuval palamut dikerek bu işe başladım. (O gün 200 hane olan köyümüz bugün 35 haneye düştü) Daha sonra 1998 yılında işi özel olarak ele aldım. 

Araziler aldım, kuyular açtım, borular döşedim, hayvan sırtında su taşıdım. 17 yıldır ara vermeden çölleşen araziyi yeşertmeye çalıştım. 500 dekarlık sahada 32 bin fidan yetiştirerek yeşil bir kuşak oluşturdum. Çevrciliğin, yeşili korumanın, yaşatmanın ve genişletmenin kısacası orman sevgisinin masa başında oturarak kazanılamayacağını, bu iş için sahada çalışmak gerektiğini göstermiş oldum. Çölleşen araziden hayatını kazanamayıp köyü terk etmekte olan birkaç kişi orman oluşturmada çalışarak iş sahibi oldular. Onları büyük şehirlerde horlanmaktan korumuş oldum. Orman oluşturmak için çaba sarfederken sıkıntıya düşünce sabretmesini öğrendim. Biliyorsunuz sabır; omuzlanan işi sonuna kadar götürürken rüzgar tersine esmeye başladığında geri adım atmamak, yükü sırtından atmamak demek; Yaptığım iş ülke yararına olduğu için devletimin yanında olup olmadığını öğrendim. 

Bu çabamla birkaç kişinin sevap kazanmasına vesile oldum. Kişisel olarak kahve köşelerinde pineklemek yerine ormanda vakit geçirerek zinde oldum, dinç kaldım, sağlığıma kazanç oldu. Yetiştirdiğim ormanı çok sayıda hayvan ve kuş kendine mesken tuttu. Doğanın dengesi bir nebze düzeltilmiş, korunmuş oldu. (....)

Sizlere bu nedenle sesleniyorum. Beni duyun. Benim çabam kişisel amaçlı değil. Kişisel çıkarım yok. Olmayacak. Çabam, ülkemi, torunlarımıza, çorak ve kurak bırakmamak için. Sesimin duyulması İÇ ANADOLU BOZKIRININ AĞAÇLANDIRILMASI ve orman halkasının genişletilmesi için.” 

Dün, Cumhurbaşkanı Edoğan’ın “5 Bin köye 5 Bin Orman Eylem Planı ve Türkiye Çınar Yılı 2016 Projesi” ile ilgili açıklamasını dinlerken, bir “Doğaseverlik ödülüne” ülkemizin ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Bu ödülün bir yandan ÇEKÜL ve TEMA gibi doğasever kurumlarla, Rahim Demirtaş gibi bireylere verilerek onların onurlandırılması gerektiğini düşündüm...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar