İran’la Tercihli Ticaret Anlaşması yürürlüğe girerken

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Türkiye ile İran arasında yaklaşık 10 yıldır müzakereleri süren Tercihli Ticaret Anlaşması, geçen yıl Ocak ayı sonunda, yürürlük tarihi bu yılın 1 Ocak’ı olarak imzalandı. İlk aşamada Türkiye’den 140, İran’dan 125 toplam 265 üründe gümrük vergilerinde indirim yapılacak. Bu anlaşmanın yürürlüğe girmesi ile Türkiye’nin İran’a tekstil konfeksiyon ve mobilya ihracatını artıracağı, Türk firmalarının İran’da bu alanlarda mağazalaşmalarının gelişmesi sektör temsilcileriyle bekleniyor. İranlıların ise Türkiye’de ortak petro-kimya yatırımları yapacakları düşünülüyor. Bu gelişmelerle 15 milyar dolarlık İran-Türkiye dış ticaretinin önümüzdeki yıllarda yüzde 100’ün üzerinde artışla 35 milyar dolar seviyesine yükselebileceği tahmini yapılıyor.

Türkiye İran dış ticaretinin 2000 yılından bu yana gelişimine baktığımızda şu sonuçlarla karşılaşıyoruz:

2000 yılında İranla toplam dış ticaretimiz 1 milyar 44 milyon dolar iken, bunun yüzde 84.5’u ithalat yüzde 16.5’u ihracat olarak gerçekleşmiş. 2005 yılında İran ile dış ticaretimiz 4 milyar 383 milyon dolara yükselirken ithalatın payı yüzde 74.2 olurken, ihracatın payı yüzde 25.8’e yükselmiş. 2010 yılında dış ticaretimiz 10 milyar 684 milyar yükselirken ithalatın payı yüzde 71.5, ihracatın payı yüzde 28.5 olmuş. 2014 yılının 11 aylık döneminde dış ticaretimiz 12 milyar 544 milyon dolar olurken, ithalatımızın payı yüzde 72.9, ihracatımızın payı yüzde 27.1 olarak gerçekleşmiş.

İş dünyası temsilcileri petrol ve doğalgaz ithalatımız rağmen, bu ülke dış ticaretimizin açığının azalttığını belirterek, yeni anlaşma sonrası daha dengeli hale gelebileceğini düşünüyorlar. Tercihli

Ticaret Anlaşmasının yürürlüğe girmesiyle bu olumlu beklentiler olurken, iki konunun altı da çiziliyor. Bunlardan biri petrol fiyatlarındaki gerilemenin İran’ın alım gücünü olumsuz etkilemesi. Çünkü İran’ın 2013 yılında 367 milyar dolarlık GSMH’sında petrolün payı yüzde 25. 61 milyar dolarlık ihracatı içindeki payı ise yüzde 80.

Bir diğeri ise İran’a Mobilya sektöründe önemli ihracat yaptıktan sonra dönmek zorunda kalan firma yöneticisinin İran’la ticarette dikkat edilmesi gerekenler konusundaki uyarıları... 

Mobilyacı dostumuz, “ Bizim ürünlerimiz İran pazarında kalite olarak çok avantajlı, potansiyel çok yüksek, ama ticaret kurallarında sorunlar yaşanabiliyor. Onun için dikkatli olunması lazım. Biz pazarda 20-25 yıl çalıştıktan sonra belli sorunlar yaşayınca İran pazarını terkettik. Bizim yaşadığımız ve tanık olduğumuz sorunlar nedeniyle tavsiyelerim şunlar olabilir:

•İran’da bir partner seçerek çalışma yapsanız, ürününüzün alternatifi varsa sizi vadeye zorlarlar. 3-4 parti malın karşılığını vadesinde sorunsuz  ödeseler  bile 5. Parti ödemesinde sorun çıkarabilirler. Mahkemeye giderseniz yüzde 90-95 İranlı haklı görülür.

•Biz bir dönem kendimiz bunun önüne geçmek için, depo kurup, ürünün gümrük işlemlerini kendimiz yapıp oradan dağıtım yaptık. Ama bu kez vadeli satışlarda riyalin devalüasyonuyla karşılaşıp zarara uğradık. O nedenle satışın mutlaka dolar ve euro’ya bağlı yapılması gerekir. Nakit sistemi olmadığı için devalüasyon sorunu yaşamamak istenmiyorsa, riyalle değil dolar ve euro ile satış yapılması gerekir. Aksi halde tıpkı Rusya’da rubleyle satışların devalüasyon sonrası yaşattığı zarar yaşanacaktır.

•Para transferinde bankacılık sektörü gündemde olmadığı için, Kapalı Çarşı’da ödeme sistemi söz konusu oluyordu. Onun da bir prim ödemesi gerekiyordu. Belki anlaşma sonrası banka sistemli ödeme de gelişebilir, bu da iyi olur.

•Görülen o ki, Tercihli Ticaret Anlaşmasının iyi işlemesi, belirtilen sorunların yaşanmaması  için ticari kurallarla ve sigorta sistemleriyle beslenmesine ihtiyaç olacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar