“Ambargo yok, rekor var...”

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com

Uzunca bir süredir Rusya’nın tarım ürünlerimize uyguladığını ‘sandığımız’ ambargoyu konuşuyoruz...

Rusya’nın, bizden giden, ‘sağlığı’ hatta ‘doğanın dengesini’ olumsuz etkileyecek ürünleri dahi ‘kontrolsüzce’ almasını/kabullenmesini istiyoruz...

Almayınca, “Rusya dost değil”, “İlişkilerimiz iyi değil” diye kestirip atıyoruz...

Alınca, bazı üreticilerimizin onlara verdiği/verebileceği zararın ‘dostluğa ve ticari ilişkilere sığmadığını’ sorgulamıyoruz...

* * *

Rusya, son 1 yılda, gönderdiğimiz tarım ürünlerinin sadece yüzde 1.5’ini kabul etmemiş...

Bizdeki durum mu?

Sanırsınız tüm ürünlerimiz ambargo yemiş!

* * *

Rusya Tarım Ürünleri Denetim Ajansı Genel Müdür Yardımcısı Natalya Solovyeva’ya, Rusya’nın, Türk ürünlerine uyguladığı ambargoyu sordum…

Şaşırdı…

“Ambargo yok, rekor var!” dedi…

Bu sefer ben şaşırdım!

* * *

Dört seçenek var…

Ya ürünleri geri dönen ihracatçılarımız, ya bu algıyı fırsata çevirmek isteyenler, ya medyamız, ya da Rusya tarafı konuyu abartıp, köpürtüyor…

Solovyeva’nın, “Biz birbirimize muhtacız”, “Türkiye yıllardır bizim ana tedarikçimiz”, “Uluslararası anlaşmalara göre Türkiye’den ithalatı tamamen durdurabilirdik ama biz iyi ilişkiler ışığında noktasal tespitler yapmayı tercih ediyoruz, böyle yapmaya da devam edeceğiz. Sorunun çözümünü çok istiyoruz ve onun için Türkiye’deyiz” gibi cümleleri Rusya’nın iyi niyetini gösteriyor…

11 aylık ihracat rakamları da Rusya’nın haklılığını kanıtlıyor…

* * *

Doğrudur girdi maliyetleri yükselmiştir...

Çiftçimiz zordadır...

Üretimden vazgeçmektedir...

Gübre satışındaki yüzde 40’lık azalma, gelecek yılın, çok daha zor olacağını göstermektedir...

Ama tüm bunlar iç meselelerimizdir...

Destekle, zamanında önlemle, kaynakları doğru kullanarak bu sorunları en az hasarla atlatma şansımız vardır...

Ancak...

Örneğin, “Böcek temizleme maliyetine katlanmak istemeyen yüzde 1.5’lik üreticilerimizin” yıllarca emek harcanarak kazanılan pazarlarda, Türk malı imajına zarar verdiği; gıda sektöründeki yüzde 98.5’lik ‘iyi niyetli’ ihracatçılarımız haricinde diğer sektörlerdeki ihracatçılarımızı da zor durumda bıraktığı unutulmamalıdır...

* * *

Evrensel ilkelerle çalışan, üreten ve iyi niyetle ihracat yapanlarımızın ağırlıklı olduğu sektörlerde ne durumdayız?

Örneğin makine üreticilerimiz...

Yılın ilk 11 ayında, ihracatı 15.7 milyar dolara taşımışız…

Yani tüm sıkıntılara rağmen, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 16.8’lik bir ihracat artışı gerçekleştirmişiz…

Bu artışın sırrı, Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu’nun, “Kalitemizi, sanayisi gelişmiş ülkelerde de kabul ettirdik” cümlesinde gizli…

Bu düşüncede olanlarımız sayesinde, ihracatımızda ‘geometrik artış’ sağlayabileceğimiz bilinmeli…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar