“Elbirliğiyle seferberlik yapıp yatırımcıya cazibe yaratmalıyız”

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Türkiye’nin yeni ilgi çekici bir başarı öyküsüne ihtiyaç olduğu konusunda Erzurum Ticaret Sanayi Odası başkanı Lütfü Yücelik ile Bursa TSO başkanı İbrahim Burkay’ın görüş ve önerilerini bugün sizlerle paylaşıyorum.

Türkiye’nin yeni dönemde yeni ilgi çekici hikayeye ihtiyacı olduğunu dün yazdıktan sonra, bu cazip hikayenin içeriğinin ne olması gerektiğini çeşitli oda başkanlarına sordum.

Erzurum Ticaret Sanayi Odası Başkanı Lütfü Yücelik:

"Ülkede herkesin elbirliği yapıp içeriden ve dışarıdan ilk yatırımcıya cazip gelecek bir kalkınma programı hazırlamalıyız. Ülkemizde herkesin gıpta edeceği cazibe merkezleri için seferber olmalıyız. Durup dururken bir şey olmayacağını bilerek, farklı ve imkan yaratan, bizi benzer ülkelerden önde tutan, imkanlı bir yatırım modeli ortaya koymalıyız. Bu model ‘kazan kazan’ ilkesine dayanmalı."

Bursa Ticaret Sanayi Odası Başkanı İbrahim Burkay:

"Türkiye, 2015 yılını üst üste yapılan seçimlerle geçirdi. 2016 yılında da hain terör saldırılarıyla birlikte şer odaklarının darbe girişimine maruz kaldık. Dünya üzerinde hiçbir ülkenin ayakta kalamayacağı bu zorlukların altından Türkiye, alnı ak başı dik bir şekilde çıkmayı başardı. Tüm engellere ve olumsuz gelişmelere rağmen Türkiye, 2016 yılını 2.9 büyüme performansı ile beklentilerin üzerinde geçirdi.

Şimdi önümüzde önümüzde yeni bir milat daha var.  

16 Nisan’daki referandumu da huzur ve barış içinde geçirdikten sonra millet olarak yeniden büyüme hedeflerine ve kalkınma hamlesine odaklanacağımız yeni bir başarı hikayesi yazacağımıza inanıyorum. İnanıyorum ki 17 Nisan’dan itibaren Türkiye, istikrarlı bir siyasi iktidar, güçlü demokrasi ve sarsılmaz ekonomisiyle geleceğini daha net bir şekilde tayin etme imkanına sahip olacaktır. Diğer taraftan interaktif bir dış politika stratejisi ile başta Avrupa ülkeleri ve ABD olmak üzere ticaretin yoğun olduğu birçok ülkede Türkiye aleyhinde yürütülen olumsuz siyasi ve ekonomik kampanyalar da sona erecektir. 

Bizler de Bursa iş dünyası olarak “Zaferin Cephanesi Üretimdir” anlayışı ile Türkiye için çalışmaya ve üretmeye kararlılıkla devam ediyoruz. Bursa iş dünyası olarak üretim, istihdam ve ihracattaki başarımızla Türkiye ekonomisindeki aktif gücümüzü ve liderliğimizi sürdürmekteyiz. Yılın ilk çeyreğinde kentte kapanan her 1 şirkete karşılık 3 yeni firma kurulurken, kurulan firma sayımız 1.000’e ulaştı. İhracatımız ilk 3 ayda, yüzde 18’lik artışla ülke ortalamasının neredeyse 3 katına ulaştı.

Sayın Cumhurbaşkanımızın başlatmış olduğu artı istihdam kampanyasında da söz verdiğimiz 80 bin kişilik yeni istihdam hedefinin 4’te birini şimdiden gerçekleştirdik ve yaklaşık 19 bin kişiye yeni iş imkanı sağladık. Bursa’da yatırımı bulunan uluslararası kuruluşlarımızın üst düzey yöneticileri ile Bursa iş dünyası temsilcilerimiz de Türkiyemizin geleceğine ve Bursamızın potansiyeline inanıyor.

Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonraki süreçte de 'Bursa büyürse Türkiye büyür' inancıyla omuz omuza çalışmaya, Bursamıza ve ülkemize değer katmaya devam edeceğiz.

İş dünyasının beklentilerini ölçmek için istişare toplantıları düzenliyoruz. Uluslararası yatırımcıların üst düzey yöneticileri ve iş dünyası temsilcilerimizin katılımlarıyla gerçekleştirdiğimiz bu toplantılarda ortak beklentilerimiz de ortaya çıktı; Buna gör;

- Türk Lirası’ndaki değer kaybının önüne geçilmeli ve döviz kurunda kalıcı istikrar sağlanmalı.  

- Merkez Bankası, reel kesimin beklentilerine uygun politikalar geliştirmeli.

- Daha fazla yatırım çekmek amacıyla yabancı sermayeye sunulan yatırım teşvikleri artırılmalı.

- Bürokratik süreçleri azaltmanın yanı sıra TEKNOSAB gibi orta ve ileri teknoloji için yeni yatırım alanları oluşturulmalı.  

- Tüm bunlarla birlikte vergi oranlarının yeniden gözden geçirilmeli,

- Ar-Ge altyapısının güçlendirilmesi adına atılan adımları oldukça anlamlı bulmakla birlikte, Ar-Ge alanında çalışacak nitelikli mühendis ve araştırmacı kadrosunun da yetiştirilmesine öncelik verilmesi gerektiğine inanıyoruz.

- Yüksek maliyetli ulaştırma altyapısının güçlendirilmesi ve alternatif ulaşım imkanlarıyla birlikte firmalarımızın lojistik maliyetlerinin düşürülmesi gerektiğini düşünmekteyiz.  

- Kamu, üretim ve istihdamla birlikte iç tüketimi artıran reform paketlerini sürdürmeli.”

İki oda başkanının ülkemizin yeni dönemde ilgi çekici hikayesi için görüşleri böyle.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar