USD/TL'deki yükselişin yurtiçi piyasalara negatif etkisi şimdilik sınırlı

İrem DIŞPINAR / QNB FINANSINVEST
İrem DIŞPINAR / QNB FINANSINVEST UZMAN GÖRÜŞÜ

Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in Türkiye’nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyenin altına indirmesinin ardından USD/TL kuru yükseliş trendine girerken, 3.10 direncini yukarı yönde aşarak tarihi zirve seviyelerini ileri taşıdı. Bu dönemde TL dolar karşısında yaklaşık olarak yüzde 6’ya yakın değer kaybı ile Güney Afrika Randı hariç diğer gelişmekte olan ülke (GOÜ) para birimlerine görece olumsuz performans sergiledi. TL varlıklara baktığımızda, Moody’s’in not indirimi sonrasında dolar kurundaki yükselişin BIST’e olan negatif etkisinin daha sınırlı kaldığını görüyoruz. BIST 100 Endeksi daha sınırlı oranda yüzde 4’e yakın bir oranında değer kaybına uğrarken, GOÜ borsalarından negatif yönde belirgin bir ayrışma göstermedi. Tahvil faizlerine bakacak olursak, Fed’in Aralık ayına dair faiz artırım olasılık tahminlerinin artması ile ABD faizlerine paralel genel olarak GOÜ tahvil faizleri yukarı yönlü ataklar sergiliyor. Türkiye’nin 10 yıllık tahvil faizi ise GOÜ tahvil faizleri arasında en çok artanlar arasında ilk sırada olurken, diğerlerine göre 20-30 baz puan arasında daha yüksek seviyelerde bulunuyor. 

Son dönemde TL’deki satış ve dövize olan talepteki artış büyük ölçüde yurtiçi hisse ve tahvil-bono piyasalarındaki harekete bağlı olarak gerçekleşmedi. Diğer yandan son dönemde ABD’de açıklanan makro ekonomik verileri ve üyelerin verdiği mesajlarla Fed’in Aralık ayına dair faiz artırırım beklentileri artmış durumda. Buna paralel dolar küresel çapta güçlenme eğilimi gösterirken, GOÜ kurları yukarı yönlü ataklar gösteriyor. Ancak TL’deki değer kaybının büyük bir kısmının Türkiye’nin risk primi ve gelişmekte olan ülke para birimlerindeki hareketten de kaynaklanmadığını söyleyebiliriz. Dolar kurundaki zirve seviyelerini ileri taşıması, Moody’s’in kararı sonrası yabancı yatırımcıların tahvil-bono pozisyonları nedeniyle hedge amaçlı olarak döviz alımlarından kaynaklanması en olası seçenek olarak görünüyor.

Dolar kurundaki yükselişin negatif etkisi şimdilik daha sınırlı iken, TL’de değer kaybı eğiliminin devamı önümüzdeki dönemde yurtiçi hisse senedi ve tahvil-bono piyasalarında satış baskısının artmasına neden olabilir. Diğer yandan dolar kurunda belirgin bir rahatlama olmadığı sürece BIST 100 Endeksi’nde olası yukarı yönlü ataklar sınırlı kalacaktır. Bu gelişmelerin etkisiyle mevcut pozisyonlarda temkinli olunmalı. Öte yandan TL’deki değer kaybı eğilimi nedeniyle portföylerin bir kısmında dolar pozisyonları korunabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Gözler G-20 Zirvesinde 27 Haziran 2019