Oktay Kaynak ve 68 gençliğinin üretime katamadığımız gücü

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Oktay Kaynak THKO üyesi bir gençti, uzun süre hapis yattı. Cuma sabahı beni arayıp bir bilgi istedi. 1972 yılından bu yana görmediğim için “Ne yaptığını” sordum. “Antropolojiyle meşgulüm, ‘İnsan nasıl insan oldu? İnsanın evrimine yolculuk’ konusuna kafa yorup, araştırmalar yaptım, makaleler, kitaplar yazdım. Uluslararası konferanslara davet edildim. Amerika’da ve Rusya’da konferans verdim, şimdi yeni bir yurt dışı konferansa hazırlanıyorum” dedi. 

“Bu nereden çıktı?” diye sorduğumda şunları anlattı: “Niğde Cezaevi'nde yatarken aklıma bir soru geldi:

‘Acaba bir şempanze embriyosu insan rahmine implante edilse ne olur? Hibrit değil embriyo transferi. Buna ek olarak ‘peki insan rahminde bu embriyo gelişir ve bundan yavru elde edilebilir mi?’ 1973’te Niğde Cezaevi'nde ben bu soruyu kendime sorduğumda dünyada tüp bebek gündemde değildi. Uygulanmıyordu. Bir türün embriyosunun bir türün uterosunda gelişip gelişmeyeceğini denemek için o anda cezaevi imkanlarında bir deney dizayn ettim. Üzerinde sürekli ampul yanan bir karton kutunun içine tedarik ettiğim 10 döllenmiş yumurtayı yerleştirdim. Stabl ısı için kutuyu naylonla izole ettim. Üçünü kırarak yapısını bozmadan çay bardağına, kalanını da uygun kahve fincanlarına koydum. Kırmadan koymamın sebebi kuluçka ortamının sağlanıp sağlanmadığını test içindi. Sonuçta dört kırılmamış yumurtadan ve fincandaki üç kırılmış yumurtadan civciv elde ettim. Çay bardağındakiler ise muhtemelen ışığın etkisiyle bozuldular. Sonrasında bu civcivlerden birinin troid bezini bir şekilde çalışamaz hale getirdim. Diğerleri büyürken o minyatür kaldı. Civcivler beni anneleri zannettikleri için hapishane bahçesinde peşimden geziyorlardı. Böyle bir sonuç alınca insanın türlenmesi konusunda düşüncelerimi ciddiye almaya karar verdim ve mahkumiyet sonrası da araştırmalarımı sürdürdüm/ sürdürüyorum.”

İsteği üzerine yaptıklarını görmek için oktaykaynak@hotmail. com sitesine girip konferansları ve kitaplarına ulaştım. 

“İnsan Nasıl İnsan Oldu? İnsanın Evrimine Yolculuk” ,”İnsanın Akıllı Canlı Oluşumunun Süreç ve Mekanizmaları”, “İnsan Evriminde Dik Duruşun ve Beyin Büyümesinin Nasıl Gerçekleştiğine Dair Hipotezler” gibi Türkçe ve İngilizce sunumları ile çeşitli dergilerde yayınlanmış makalelerine rastladım. Konferanslar ve makaleler listesi 40’ın üzerindeydi. 

Oktay Kaynak ile ilgili 1970’lerdeki bir anıyı da hatırladım. Sansaryan Han’da hücreler bölümüne gelen dönemin Birinci Şube Müdürü Ilgız Aykutlu, Oktay’a “Otomobil çalman için neye ihtiyacın var?” diye sorunca Oktay, “Her tür otomobili açıp kaldırıp götürmem için bir çay kaşığı yeter” karşılığını verince, Aykutlu şaka ile “ Gel seninle bir otomobil çalma şirketi kuralım” yanıtını vermişti. 

68’in parlak zekalı bu gençlerinin çoğunu hapislerde, ölümlerde zayi ettik. Keşke onların “delikanlılığını” hoşgörüyle karşılayabilip ülkemiz insanının refahını artırmada üretimde, yaratıcılıklarıyla değerlendirebilseydik. Oktay’ın anlattıkları bana bunu hatırlattı. 68’in Fransız gençlik liderlerinin daha sonraki yıllarda bakan ve Avrupa Parlamentosu yöneticisi olduklarına tanık olmuştuk.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar