Sanayicinin temel gıdası enerji üzerine...

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Haberleri önceki akşam izlerken, bir ilçeye ilk kez elektrik gelmesi haberinde ilçenin insanlarının büyük mutluluğunu görüyorum. Akşam evde uyku öncesi kitap okurken birden elektrikler kesildi, başucu lambam söndü. Kitap okumam zorunlu son buldu. Ondan bir hafta önce de benzeri bir kesintiyle okumama son vermek zorunda kalmıştım. 

Dün arkadaşımız Sercan Akıncı’nın Hadımköy’deki sanayicilerin elektrik kesintilerinden yakınmalarını okurken, onların elektrik kesintileri nedeniyle üretim yapamamalarının, benim kitap okumamın engellenmesinden çok daha önemli ve maliyetli olduğunu düşündüm. Çünkü haberde elektrik kesintisinin Hadımköylü sanayicilere 400 milyon dolara mal olduğu dernek yöneticilerince belirtiliyordu. Aynı derdi, hatların yetersizliği nedeniyle Trakya’daki kuruluşların da yaşadığı belirtiliyordu. Şikayetler dağıtıcı kuruluş BEDAŞ’a yönleniyordu. BEDAŞ yetkilileri ise özelleştirme sırasında hatların iyileştirilmesi yönünde devletin kendilerine verdikleri sözü yerine getirmedikleri için sorun yaşadıklarını ifade ediyorlardı. 

Arkadaşımız Mehmet Kara’nın haberinde ise konunun içinde yer alan bir başka sorun ortaya konuluyor. Son yıllarda özel sektör ortalama yüzde 8’in üzerinde yatırım yaparak piyasada arz fazlası meydana gelmesini sağladı. Bunu yaparken, yüzde 25-30’u öz kaynak olmak üzere uzun vadeli kredilerde yüzde 75 borçlanmayla bu yatırımları gerçekleştirdiler. Kredileri döviz cinsinden olurken elektrik satışları TL’den olduğu için ve son 4 yılda EPDK’dan yeni zam almaları mümkün olmadığı için firmalar ciddi zorluklar yaşamaya başladılar. Arz fazlası ve elektrik fiyatlarının düşük seyretmesi sektörün birçok oyuncusunun yeni projelerini hayata geçirmekte daha önce olduğu kadar iştahlı olmamalarına neden oldu. Bu arada pek çoğu, sektörün önde gelen oyuncuları tarafından işletilen 550’den fazla santral, 2016’da ürettiği elektriği devlete satmayı tercih etti. Tüketicinin istediği firmadan serbest alımı konusundaki karara rağmen bu tam olarak işlerlik kazanmadığı için bu konuda da sorunlar gündeme geldi. 

Oysa Türkiye, elektrik üretimini önümüzdeki yıllarda da önemli şekilde artırma niyetindeydi. 2016 yılında en az yüzde 6.6, ondan sonraki yıllarda da 2019’a kadar aynı oranda artış beklentisi söz konusuydu. 

Ama görünen o ki elektrik piyasasında yeni bir düzenleme olmadan ve devletin verdiği sözleri tutarak dağıtıcı firmalara imkan yaratmadan bu alanda sorunlar devam edecek. 

Bu konudaki bir başka sorun da oyun devam ederken kural değiştirilmesi meselesi... Hidroelektrik santrallerin üretim gelirinin binde 1.5’inin yerel yönetimlere devri kararı da böyle bir oyun sırasındaki kural değişikliği olduğu için HES yatırımcısı firmalar bu konuda şikayetlerini dile getirdiler. 

Bütün bunlar elektrik piyasasında yeni ve daha düzenli bir kurallar sistemi ile hareket edilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar