Üretimde yaratıcılık ve ihracatta yerli katkı...

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Bugün gazetemizdeki iki haber, ders almamız gereken konuları hatırlatıyor. İngiltere ’nin İstanbul’da ilk adımını atacağı yaratıcılık festivali bunlardan biri. Sorunlarını ihracatını artırarak aşan, kurtarma programını sonlandırıp kendi ayakları üzerinde durma kararındaki Portekiz’in yaptıkları ikincisi. 

İngiltere, Almanya’nın üretimle, Fransa’nın Lüks markalarla anılması gibi, kendi ülkelerinin de yaratıcılıkla anılması, İngiltere denilince “yaratıcılığın” akla gelmesi   için “yaratıcılık festivali” (Great yaratıcılık festivali) düzenleme kararı almış.  Bu yaratıcılık festivallerinin  ilk adımını bu yıl 20-22 Mayıs tarihlerinde İstanbul’da atıyorlar. Festival  İstanbul’un ardından bu yıl Hong-Kong ve gelecek yıl Şangay’da sürdürülecek.

“Neden ilk adım İstanbul’dan?” sorusuna   Great Festival yönetim kurulu başkanı Guy Salter, “İstanbul kozmopolit yapısıyla Londra’ya çok benziyor. İngiltere Türkiye ticaretini artırmak istiyoruz. Bu açıdan Türkiye bizim için çok önemli” yanıtını veriyor.

300 katılımcının davetle katılacağı festivalde, gönderilen şifrelerle internet sitesine girme hakkını elde edecek katılımcılar, moda, tekstil, mimari, lüks, teknoloji, yiyecek-içecek, sağlık  ve eğitim sektörlerinde İngiliz girişimci yaratıcılarının projelerini izleyip tartışmalarına katılabilecekler. 
Doğaldır ki bu işbirliği bizim yetersiz olduğumuz Ar-Ge inovasyon alanındaki çalışmalarımızın ivmelenmesine katkı sağlayabilecek.

Ülkemiz Ar-Ge harcamaları 2000 yılında GSMH’mızın bin de 48’i oranında iken, 2013 yılında 1 milyar 227 milyon dolarlık harcama ile binde 84 seviyesine ulaşmış durumda ve bizi ancak Dünya Ar-Ge liginde 20. sıraya yerleştiriyor. 2023 hedefimiz olan Ar-Ge harcamamızı GSMH’mızın yüzde 1.82’si oranına yükseltme isteğimizde, Finlandiya, Japonya-Amerika gibi ülkelerin GSMH’ ları içerisinde yüzde 3-4 oranındaki Ar-Ge harcamalarının uzağında kalıyor. Bu da Dünya’nın ilk on ekonomisi arasında yer almayı amaçlayan ülkemiz açısından  pek yeterli olabilecek gibi gözükmüyor.
İngiltere’nin “Yaratıcılık”la anılma istenmesinin yanında, bir önemli haber de Portekiz’den. “İhracat artışıyla”  AB-IMF kurtarma programı sonrasında “yeni yardım istemeyeceğinin haberi.

Portekiz son dört yılda ihracatını yüzde 24 oranında artırıp, ithalatını yüzde 5.1 aşağıya çekince, ihracatının ekonomisi içindeki payı yüzde 41 seviyesine ulaşmış.

Portekiz, bu sonucu elde edebilmek için bazı programları hayata geçirmiş. Bunlar arasında enerjinin etkin kullanımı, iş piyasasını esnekleştirmek, sürdürülebilir hammadde konusunu geliştirmek için yabancı yatırımları teşvik ve su kaynaklarının daha etkin kullandırılmasının önünü açıcı kararları hayata geçirmiş. Ayrıca, finansal kaynaklara erişimi kolaylaştırıp, işletmelerin yurt dışındaki ticari kredi risklerinin karşılanması için “Ulusal garanti sistemini” devreye sokmuş ve ihracatta KDV iadesinin işlemlerini 4 güne indiren düzenlemeyi hayata geçirmiş. Bu girişimlerle ihracatını artıran Portekiz kendi ayakları üzerinde duracak bir yapıya ulaşmış. Bizim için de yol gösterici olmuş.
Dünyadaki bu gelişmelerden bizim de çıkartacağımız dersler ve yararlanacağımız sonuçlar var.

Biz de yeni bir sürdürülebilir kalkınma hamlesi için, yaratıcılık ve yerli hammadde girdisi ile daha verimli ve rekabetçi kılıp üretimimizi artırarak, dış açık sorunundan kurtulmalıyız. Büyümemizi yüzde 5’ler hatta üzerinde bir seviyede sürekli kılacak programları hayata geçirmeliyiz.

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar