“22 ödülle dünya ikincisi olduk, çalışacak eleman bulamıyoruz”

Kerim ÜLKER
Kerim ÜLKER Perde Arkası kerim.ulker@dunya.com

Küresel ambalaj sanayisi yaklaşık 1 trilyon dolarlık büyüklüğe sahip. Bunda gıdanın önemli bir payı var. Tarihin ilk döneminden bu yana avlanmakla paralel saklama ve korumaya ihtiyaç duyma hissi bu pazarın miadı anlamına geliyor. Korumak için toprağın altını deneyen, buzu keşfeden, odundan-metalden yaptığı dolaplarla devam eden bu süreç buzdolabının icadıyla şimdilik sona erdi. Savaşlar ise kutuda saklama ve korumanın serüvenini başlattı. İlk vakumda saklama, Napoleon Bonaparte’ın isteğiyle Fransız Ordusu için düşünüldü. Nicolas Appert adlı bir bilim insanı, yiyecekleri taze tutmak adına vakumlanmış şişeleri tasarladı. İlk madeni kutulama tesisi 1813 yılında John Hall tarafından ABD’de açıldı. Seri üretim ise Amerikan İç Savaşı sırasında 1860’lı yılların ilk yarısında hayata geçti. Birinci ve İkinci Dünya savaşlarında askerlerin hayatı, silah kadar sağlıklı gıdaya bağlıydı ve ambalaj işte bu dönemde büyük önem kazandı.Son yarım asırdır ise organize perakendedeki hızlı artış trendi sektörün de hızlı büyümesine neden oldu. Türkiye’de her yıl çift haneli büyüyen bu pazarın hacmi 23 milyar doların üzerinde. 180’den fazla ülkeye 4.6 milyar dolarlık Türk ürünü satılıyor. Ticaret fazlası ender olan sektörlerden biri olan ambalajın cari açığa katkısı 1.3 milyar doları aşmış durumda. 

İşte bu bilgilerle başlıyor Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir ile sohbetimiz.

Dünya Ambalaj Örgütü (WPO) tarafından düzenlenen ve sektörün en prestijli yarışmalarından olan WorldStar 2019 Yarışması’nda görüştüğümüz Sarıbekir ile sohbetimizden önce Türkiye’nin göğsünü kabartan Türk şirketlerinin başarısından bahsedelim. Türkiye bu yarışmada ödül sayısı bakımından dünya ikincisi oldu. Çekya’nın başkenti Prag'da düzenlenen bu organizasyonda 35 farklı ülkeden şirketlerden,12 farklı kategoride, toplam 319 başvuru yapıldı. 26 ödül kazanan Japonya’nın ardından Türkiye, 22 ödülle ikinci sırada yer aldı. Sarıbekir, geçen yıl ödül sayısının yalnızca 5 olduğunu dile getiriyor.

"Kalitemiz arttı, dünyayı paketliyoruz"

Türkiye'nin ambalaj sektöründe, “değerli bir ülke” olduğunu anlatan Sarıbekir, sektörün katma değerli üretime odaklandığına vurgu yapıyor. Çin'deki büyüme ve pahalılaşmanın Türkiye’yi avantajlı bir konuma getirdiğini kaydeden Sarıbekir, “Hammadde fiyatlarının şu aralar durağan olması sayesinde giderlerde bir sıkıntı yok. Türk ambalajcısı dış piyasalara açılmak için elinden geleni yapıyor. Makine parkımız da iyi ve sürekli yeni teknolojileri takip edip yatırım yapıyoruz. En önemli pazarımızın Avrupa olması, kalitemizi de artırıyor. Ekonomik anlamda büyüyoruz, dünyayı paketliyoruz ama sorunlarımız da büyüyor" diyor.

Ambalajda iki temel sorunun aciliyet kazandığını vurguluyor Bekir Sarıbekir. Bunlardan ilki hammadde ihtiyacı. Plastik ambalajda Türkiye’de sadece Petkim’in tedarikçi olduğunu kaydeden Sarıbekir’in verdiği bilgilere göre bu tesis toplam ihtiyacın sadece yüzde 13’ünü karşılıyor. Sarıbekir, “Bize 5 tane daha Petkim lazım. Yatırıma ihtiyacımız var” diye konuşuyor.

Sektördeki ikinci büyük sıkıntı ise iş gücü.

Meslek liseli, askerlikten muaf tutulmalı

Türkiye'nin ambalajda mevcut konumunu çok daha ileriye taşıyabileceğine işaret eden Sarıbekir, ancak en büyük eksikliğin uzman eleman bulma; yani meslek liseleri olduğunu söylüyor. Koç Holding’in başlattığı “Meslek Lisesi, Memleket Meselesi” projesinin daha fazla desteklenmesi gerektiğini hatırlatan Sarıbekir, şu bilgileri veriyor: "Hatlarda çalıştıracak ara eleman bulamıyoruz. Şu anda Türkiye'de üniversite mezunları 2 bin 500- 3 bin liralara işe girerken biz ustalara 5-6 bin lira veriyoruz. Hatta bazı sektörlerde 40 bin lira alan ustalar olduğunu duyuyoruz. Ustalar neredeyse mühendislerden daha fazla kazanmasına karşın, teknik kısmı öğrenerek gelen insan kaynağı yok. Meslek lisesi mezunu AVM'de güvenlik görevlisi oluyor. ”

Sarıbekir’in yönettiği Sarten Ambalaj, bu anlamda önemli bir işe imza atmış durumda. Sarten, Silivri Anadolu Endüstri Meslek Lisesi’nde iki tane atölye yaptı. Sarıbekir, “İstanbul Sanayi Odası da meslek liseleri için çok büyük destekler veriyor. Belirlenen 6 madde üzerinde konuşuyoruz. Mesela meslek lisesinden mezun olanlar işe girdiğinde brüt maaşının tamamını alsın. Bir de bu çocuklar niye çalışmak istemiyorlar? Çünkü askerliği daha az yapması için üniversiteye gitmesi lazım. Diyorlar ki; askerlikten muaf olsunlar. Çünkü askerlik gibi önemli bir şey bu. Diyelim ki mobilya sektöründe bir işe girdiyse artık o mobilya sektörü için zaten askerlik yapıyor."

Son 15 yıldır değişim üzerine değişim yaşıyor Türkiye’deki eğitim sistemi. Son olarak Geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, yeni bir sistemi daha hayata geçirdiklerini açıkladı. Ders saatlerinin düşürülmesi çerçevesinde hazırlanan programda meslek liseleriyle ilgili ne yazık ki önemli bir adım yok.

Türkiye’de yıllardır bir çok sektörde yeni sanayi tesisi kurulmadı. Düşünün, ihracatın amiral gemisi otomotivde son fabrika 1995 yılında açılmış...

Yani çeyrek asır önce.

Bir çok yabancı şirket ile görüşüyoruz görüşmesine de; yatırım kararı alsalar, kalifiye eleman bulabilecek miyiz?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar