Almanya, Avrupa ve Türkiye ekonomisini ne bekliyor?
Bilindiği üzere Almanya, AB’nin en büyük ve lokomotif ekonomisi. Yüksek teknoloji, sanayi ve güçlü ihracat yapısıyla küresel ölçekte kendini ispat etmiş bir ülke. 2025’in ilk çeyreğinde %0,02 büyüyerek piyasa beklentilerini karşılasa da 2025 yılında büyüme tahminini %0,04’e çekti.
Almanya’nın ekonomi danışma kurulu, ülkenin bu yıl da resesyona yakın kalacağı uyarısında bulunurken bu resesyonun Almanya ile sınırlı kalmayacağı hatta Avrupa geneline yayılacağı uyarısında bulundu.
Son yıllarda Çin’in yükselen üretim kapasitesi, ABD’nin uyguladığı vergi tarifeleri ve küresel tedarik zincirlerindeki kırılmalar Almanya’yı baskı altına aldı. Rusya-Ukrayna savaşının doğrudan etkilediği doğalgaz bağımlılığı üretim maliyetlerini yukarı çekerken hem iç talebi hem de dış talebi baskı altına aldı.
Bu durum Türkiye için ne anlama geliyor?
Almanya sadece kendi büyüme grafiğini değil aynı zamanda Avrupa Birliği’nin de geleceğini etkileyen bir aktör. Avrupa Bölgesinin toplam GSYH ’sının %25 ini oluşturan Alman ekonomisindeki bir yavaşlama, Fransa Hollanda İtalya gibi ülkelerin ticaret, yatırım ve güven endekslerini de doğrudan etkiliyor. Almanya’nın ekonomik yavaşlaması, Avrupa merkez bankasının daha güvercin bir duruş sergilemesini zorunlu kılıyor. Bu durum da enflasyon hedefi ve büyüme kaygısı arasında sıkışan bir Avrupa yaratıyor.
Almanya, Türkiye’nin en büyük ticari partnerlerinden. 2024 yılında Türkiye’nin ihracatının %8,3’ü Almanya yapılmış. Almanya’daki tüketimin daralması doğrudan bizi etkileyebilir. Aynı zamanda Almanya’da yaşayan 3 milyona yakın Türk vatandaşının ekonomik refahındaki azalma ülkemize döviz girişini azaltma riski doğurmakta.
Ancak her ne kadar bu riskleri barındırsa da birtakım fırsatları da beraberinde getiriyor. Paritenin euro lehine gelişmesi, dolarla ithalat yapan ve euro ile satış yapan firmalarda karlılığı artıran bir unsur olarak karşımıza çıkmakta. Ayrıca Alman şirketleri maliyet baskısı altında kaldıkları için üretimi daha düşük maliyetli ülkelere kaydırmak isteyebilirler ve Türkiye bu noktada öne çıkacak ülkelerin başında olabilir. Öte yandan lojistik avantajını da kullanabilir.
Avrupa Birliği'nin geleceği belirsizleşiyor…
Almanya’nın yavaşlaması, genel ekonomik gidişata yönelik soru işaretlerini de giderek artırıyor. AB’nin merkez ülkesi olarak yaşanan bu durgunluk sadece ekonomik değil politik ve sosyal açılardan da etkileri olabilir. Türkiye gibi AB ile derin ekonomik ilişkileri olan ülkeler için bu gelişmeler çok dikkatle izlenmelidir.