Avrupa’daki küçülme ihtimali Türkiye, Çin, Kore’yi etkiler

Cem KÜTÜK
Cem KÜTÜK Tersi Düzü cem.kutuk@dunya.com

Alman ekonomisi hakkında son iki haftadır finans basınındaki olumsuz haberler dikkat çekici. Birleşik Krallık’ta faiz artırımlarının sonuna gelindi. Enflasyon ve büyümede bu yıl gerçekleşen Avrupa’dan olumsuz ayrışma piyasalarda fiyatlanmış durumda.

Avrupa’dan gelen enflasyon verileri, tedrici düşüşü teyit eder nitelikte ancak PMI verileri de olumsuz. Yılın son çeyreğinde, hatta üçüncü çeyrekte ekonomilerin küçülmesi ihtimali artık masada ki, bu Çin, Kore ve Türkiye başta olmak üzere Avrupa’ya mal satan ülkeleri de etkileyecek. Mevcutta yatırım bankalarının çoğunluğu durgunluk öngörmüyor, bu ihtimal tam olarak fiyatlanmış değil.

Alman ekonomisi hakkında son iki haftadır finans basınındaki olumsuz haber ve analizler dikkat çekici. Birleşik Krallık’ta faiz artırımlarının sonuna gelindi, mevcut enflasyon ve büyüme rakamlarına bakınca önümüzdeki 3-4 çeyrekte faizin mevcut düzeyinde tutulması, 2024 sonundan itibaren yüzde 4 düzeyine indirilmesi sürpriz olmayacak. Enflasyon ve büyümede bu yıl gerçekleşen Avrupa’dan olumsuz ayrışma piyasalarda fiyatlanmış durumda.

Londra piyasasındaki ETF ve tahvillerden çıkışın sürmesi, faiz artırımlarının sonuna gelmesi ile birlikte değerlendirildiğinde, GBP’nin zayıflaması ihtimali beliriyor. Ancak her olumlu veri fiyatlamaları asimetrik şekilde etkileyebilir.

Avrupa’daki otomobil üreticileri, ikinci çeyrekte beklentilerin üzerinde sonuçlar açıklarken, ABD’de 15 Eylül’de Birleşik Oto İşçileri Sendikası iddialı taleplerle grev kararı aldı.

Talepler arasında işçilerin saatlik ücretlerinde enflasyonun çok üzerinde (yüzde 46) artış, haftada 40 saat yerine 32 saat çalışma sınırı, belirli bir geliri taahhüt eden emeklilik planları, hisse geri alım ve temettüler üzerinden hesaplanacak ek primler ve ABD’deki tesislerin kapatılmayacağına dair teminatlar da yer alıyor. Otomobil üreticileri yüzde 9-15 arası ücret artışları teklif ederken, uzlaşma henüz ufukta gözükmüyor.

Grevin uzaması, General Motors, Ford ve Chrsyler tesisleri üzerinden Stellantis’i ciddi oranda (günde yüz milyonlarca dolar) etkilerken, en çok Japonya ve Meksika’daki tesislerinden ABD pazarına araç gönderme imkânına sahip Toyota ve Nissan gibi üreticilere avantaj sunabilir.

ABD ile çevre ülkeleri arasındaki işçilik maliyet farklarının daha da açılması, gelecek yıllarda ABD’de üretimi caydıracak. Sonbahar elektrikli araçlar konusunda olumsuz haberlerle geldi.

Başbakan Rishi Sunak, 20 Eylül’de İngiltere’de içten yanmalı motorlu otomobillere getirilecek satış yasağının başlangıcını 2030 yılından 2035’e ertelendiğini açıkladı. Almanya ve Fransa elektrikli araçlara verdikleri teşvikleri azaltırken teşvik ölçütlerini de sıkılaştırdı. ABD’de Kaliforniya dışında elektrikli araç satışları Tesla’nın fiyat indirimlerine rağmen beklentilerin altında geliyor.

Tesla dışındaki üreticiler elektrikli araçlardan kâr etmekte zorlanıyor ve hal böyle iken, teknoloji ve ölçekte bir adım önde olan Çinli üreticilerin Avrupa pazarlarında görülmesi, Avrupa Birliği’ni bu şirketlerin Çin’den aldıkları teşvikleri sorgulamaya itti. Bu inceleme sonucunda olası bir anti-damping uygulaması Avrupalı üreticileri rahatlatırken, olası reaksiyon özellikle faaliyet karının yüzde 30’u Çin pazarından gelen VW’de sıkıntıya yola açabilir.

Elektrikli araçlarda Avrupalı üreticilerin kârlılık sorunu sürerse, önümüzdeki 10 yılda Avrupa yollarında daha fazla hibrid araç görebiliriz ki, bu Türk yan sanayisi için olumlu olur. Çinli üreticiler elektrikli araçlarda yazılımın ötesinde kendi donanımlarını da tasarlamaya başladılar.

Örneğin VW 4.7 F/K dan işlem görürken, Li Auto’nun 174 F/K dan işlem görmesinin sebeplerinden biri de bu. Bir başka Çinli elektrikli araç üreticisi NIO 21 Eylül’de kendi tasarımı Lidar “çip üzerinde sistem”i (SoC) ve araçla etkileşim özellikleri bulunan NIO cep telefonunu tanıttı. Daha evvel bloğumda paylaştığım üzere, telefon üreticileri (Apple, Xiaomi) otomobil, otomobil üreticileri ise telefon üreticisi olma yolunda ilerliyor.

Üretim kısıntıları canlı Çin talebiyle birleşince, Brent petrol temmuzdan bu yana yukarı yönlü yolculuğunu sürdürdü (yüzde 22). Nisan ayına kadar fiyatın gevşemesi kolay olmayabilir ki bu ulaştırma maliyetleri üzerinden küresel ekonomik canlanmayı sınırlayıcı yönde çalışacaktır. Hava ulaşımındaki talep canlanması nedeniyle jet yakıtındaki artış petrolün de üzerinde (yüzde 35).

Petrol üreticileri, rafineriler ve ambalaj sanayi için pozitif olan bu fiyatlama eğilimi, hava ve deniz taşımacılığı için rüzgârın önden esmesi anlamına geliyor. Çin’in canlı hammadde talebi (geçen yıla göre kömürde yüzde 77, demir cevherinde yüzde 6 artış) eylülde kuru yük navlunlarını son yılların dibinden yönü yukarıya çevirdi. Konteyner tarafında navlunlar durağan. Sonbaharın ümitvar rüzgârlar getirmesi dileğimle.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Bilançoların dili olsa 07 Mayıs 2024
Şubattan gözükenler 13 Şubat 2024
Dört soru, bir fıkra 19 Aralık 2023