Belediyelerin proje finansman ihtiyacına alternatif çözümler

Prof. Dr. Ali HEPŞEN
Prof. Dr. Ali HEPŞEN ali.hepsen@dunya.com

Mahalli idare tanımı içinde önemli bir konuma sahip olan belediyeler, belde sakinlerinin ma­hallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşıla­mak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafın­dan seçilerek oluşturulan, idari ve mali özerkliği olan kamu tüzel kişiliğine sahip iradelerdir. Kentleşme sü­reci ile ortaya çıkan hızlı şehirleşme, ortak ihtiyaçların artması ve mekânsal büyümeye bağlı olarak kentsel dönüşüm de dâhil olmak üzere büyük ölçekli yatırım projelerinin hayata geçirilme zorunluluğu yerel yöne­timlerin finansmana erişim ihtiyaçlarını her geçen za­man diliminde arttırmaktadır.

İlki 2020 yılında ikincisi ise 2022'de

Aslında 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 68’nci maddesi belediyelerin, belediyenin yatırım prog­ramında yer alan projelerinin finansmanı amacıyla borçlanmaya gidebileceklerini ya da tahvil ihraç ede­bileceklerini belirtmektedir. İlgili maddeye dayanarak belediyeler hali hazırda yurt içi ve yurt dışı bankalar üzerinden; hazine garantili ya da yurtdışından doğ­rudan borçlanma şeklinde; İller Bankasından yatırım kredisi veya nakit kredi kullanarak finansman alterna­tiflerini şekillendirmektedirler. Diğer taraftan, İstan­bul Büyükşehir Belediyesi ilki 2020 yılında, devamın­da ise 2022 yılında Eurobond ihracı gerçekleştirerek, belediyelerin tahvil ile yatırım projelerine finansman sağlaması konusundaki kapıyı araladı.

Bu noktada, belediyelerin finansman alternatif­lerinde iki nokta gözden kaçmaktadır: bunlardan ilki “Altyapı Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı” şeklinde ku­rumsallaşıp halka arz yoluyla yatırımcılardan kaynak ihtiyacının sağlanması; ikincisi ise, özellikle kentsel dö­nüşüm projelerinin finansmanında “Gayrimenkul Ya­tırım Fonu” mekanizmasının etkin şekilde kullanılma­sıdır.

Tarımdan madenciliğe enerjiden haberleşmeye

Belediyelerin yatırım projelerinin finansmanına uy­gun olabilecek önemli sermaye piyasası alternatifi, ül­kemizde yasal altyapıya sahip şekliyle “Altyapı Gayri­menkul Yatırım Ortaklığı” modelidir. Mahalli idareler, kamu idareleri, kamu iktisadi teşebbüsleri ve sosyal güvenlik kurumları tarafından yürütülen “yatırım ve hizmetler” ile bu “yatırım ve hizmetlere ilişkin proje­leri” veya “bunlara dayalı haklara” yatırım yapabilecek olan Altyapı Gayrimenkul Yatırım Ortaklıklarının, ilgili yönetmelikte tarım, sulama, madencilik, imalat, ener­ji, ulaştırma, haberleşme, bilgi teknolojileri, turizm, konut, kültür, kentsel ve kırsal altyapı, belediye hiz­metleri, kentsel dönüşüm, çevre, araştırma-geliştir­me hizmetleri ile eğitim, sağlık, adalet, güvenlik, genel idare altyapısı ve benzeri altyapı yatırım ve hizmetler ile bu yatırım ve hizmetlere ilişkin projelere yatırım ya­pabilecekleri belirtilmiştir.

Şu ana kadar kullanılmadı

“Gayrimenkul Yatırım Fonu” ise nitelikli yatırımcı­lardan katılma payları karşılığında toplanan paralar­la, pay sahipleri hesabına inançlı mülkiyet esaslarına göre Sermaye Piyasası Kurulu (Kurul) tarafından be­lirlenmiş varlık ve işlemlerden oluşan portföyü işlet­mek amacıyla portföy yönetim şirketleri, gayrimen­kul portföy yönetim şirketleri ve gayrimenkul ve gi­rişim sermayesi portföy yönetimi şirketleri tarafından süreli veya süresiz olarak kurulan ve tüzel kişiliği bu­lunmayan malvarlığıdır. Normal koşullarda, ilgili mev­zuat hükümlerince fon portföyüne alınacak her türlü bina ve benzeri yapılara ilişkin olarak yapı kullanma iz­ninin alınmış ve kat mülkiyetinin tesis edilmiş olması zorunludur. Ancak, belediyelerin özellikle kentsel dö­nüşüm projelerinin finansmanında gayrimenkul yatı­rım fonlarını daha etkin kullanılabilmesi anlamında 30 Kasım 2016 yılında çok önemli bir değişikliğe gidilmiş­tir. Belediyeler ile bunların bağlı ortaklıkları tarafından gerçekleştirilen inşaat ruhsatı alınmış projeler kapsa­mındaki bağımsız bölümler, ilgili değişiklik sonrası, in­şaatın tamamlanma oranına bakılmaksızın fon port­föyüne dahil edilebilmektedir.

Altyapı gayrimenkul yatırım ortaklıklarına ilişkin mevzuat düzenlemesinin hayatımıza girdiği 2009 yı­lından bugüne kadarki süreçte, yine gayrimenkul ya­tırım fonlarının devam eden projelere yatırım yapma­sına imkan sağlayan düzenlemenin hayatımıza girdi­ği 2016 yılından bugüne kadarki süreçte ülkemizdeki herhangi bir belediyenin ilgili finansman alternatifleri­ni kullanmamış olması üzüntü vericidir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Depremin ekonomiye etkisi 06 Şubat 2024