BRICS para birimi gerçek olur mu? Küresel rezerv dengeleri değişiyor mu?
Dünya ekonomisi uzun süredir alıştığı bir yapının içinde dönüp duruyor: Doların merkezde olduğu bir küresel finans sistemi. Ne zaman bir kriz patlasa, sermaye güvenli liman arar; ABD tahvilleri rağbet görür, dolar güç kazanır. Ancak son birkaç yıldır bu ezber bozulmaya başladı.
Özellikle BRICS ülkelerinin – Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika – giderek daha yüksek sesle konuştuğu bir fikir var: “Ortak bir para birimi”.
Bu fikir kulağa ilk bakışta ütopik gelse de, arka planda yaşanan jeopolitik ve ekonomik kırılmalar bu projeyi her geçen gün daha gerçekçi kılıyor. ABD’nin uyguladığı yaptırımlar, SWIFT sisteminden çıkarılan ülkeler, Çin’in yuanı uluslararasılaştırma çabaları ve Rusya’nın dolardan uzaklaşma stratejileri... Bunlar boşuna değil.
Rezerv savaşları çağı başladı
Dolar, bugün dünya rezervlerinin yaklaşık %60’ını oluşturuyor. Ancak bu oran 2000’lerin başında %70’in üzerindeydi. Aynı dönemde Çin yuanı sessiz ama istikrarlı bir şekilde rezerv para statüsüne doğru yol aldı. BRICS’in yeni para birimi planı bu trendi hızlandırabilir. Çünkü bu sadece ekonomik değil, aynı zamanda siyasi bir meydan okuma.
Zira bu para birimi fikri, yalnızca “ticarette doları devre dışı bırakma” değil, aynı zamanda “yeni bir ekonomik sistem yaratma” iddiası taşıyor. BRICS ülkeleri, yalnızca kendi içlerinde değil, Afrika, Güney Asya ve Latin Amerika’da da alternatif bir finans mimarisi kurmanın altyapısını hazırlıyor.
Kolay mı?
Bu tablo elbette pembe değil. Öncelikle BRICS ülkeleri arasında ekonomik uyum oldukça sınırlı. Çin ile Hindistan’ın jeopolitik gerilimleri, Brezilya’nın istikrarsız iç siyaseti, Rusya’nın yaptırımlarla çevrili yapısı ve Güney Afrika’nın altyapı sorunları ortak bir para projesini teknik olarak karmaşık hale getiriyor.
Ayrıca bu yeni para biriminin nasıl destekleneceği, hangi rezervle güvence altına alınacağı, hangi merkez bankasının ne kadar söz hakkı olacağı gibi onlarca soru ortada duruyor.
Gerçekleşir mi?
Asıl mesele burada başlıyor. Bu tür projeler bir gecede olmaz. Ancak tarih bize şunu gösteriyor: Parasal dönüşümler genellikle kriz zamanlarında hızlanır. 1944 Bretton Woods anlaşması, İkinci Dünya Savaşı’nın ortasında imzalandı. Euro fikri, 1992 Maastricht Anlaşması’nda ete kemiğe büründü ama arka planı 20 yıl öncesine dayanıyordu.
Bugün BRICS’in attığı adımlar, belki yarın değil ama 10 yıl sonra doların yanında ikinci bir küresel referans birim doğurabilir. Bu, sadece ekonomik değil, stratejik bir kırılma olur.
Sonuç olarak, BRICS ortak para birimi fikri henüz doğmamış bir çocuk olabilir. Ama sancıları hissedilmeye başlandı. Ve bu sancılar, uluslararası finans sisteminde yepyeni bir sayfanın habercisi olabilir. BRICS ortak para birimini konuşuyorsa, biz artık sadece yeni bir para değil, yeni bir düzeni konuşuyoruz demektir.