Bu yönetim kurulları bizi geleceğe taşır mı?
Size iyi bir haber vererek yazıma başlamak istiyorum. Yeni kitabım “İşimden Gelenler” yayımlandı ve okuyucusu ile buluştu. Yönetim ve strateji üzerine pratik reçeteler içeriyor. Yazılarımı faydalı bulanlara tavsiye ederim.
Şimdi yazımıza geçelim.
Dijital dönüşüm ve sürdürülebilirlik kavramları, günümüz iş dünyasında organizasyonların stratejilerini ve operasyonel yapılarını radikal biçimde yeniden şekillendiriyor. Bu süreç öyle güçlü bir değişim dinamiği yaratıyor ki, gelecek on yıl içinde şirketlerin iş yapış şekillerinde, sektörlerin yapısında ve hatta ekonominin genel dokusunda dramatik dönüşümlere tanık olacağız.
Şirketler sadece dijitalleşmekle kalmayacak; bazı sektörler tamamen ortadan kalkarken, bugün var olmayan yeni sektörler doğacak. Değişime ayak uyduramayanlar ise rekabet sahnesinden çekilmek zorunda kalacak.
Yönetim kurulları bu değişimi yakalayamadı!
Günümüzde birçok şirket bu radikal dönüşümün boyutlarını henüz tam anlamıyla kavrayabilmiş değil. Özellikle üst yönetim kademelerinde ve yönetim kurullarında bu değişimin hızına ve boyutuna paralel bir dönüşümün gerçekleşmediğini gözlemliyoruz.
Yönetim kurullarının üye yapıları, çalışma biçimleri ve toplantı gündemleri incelendiğinde, hala “old school” denebilecek geleneksel bir çalışma tarzının hakim olduğunu görüyoruz. Halbuki bugünün koşulları ve gelecek on yılın trendleri göz önüne alındığında, yönetim kurullarının stratejik yönlendirme, risk yönetimi, dijitalleşme, ESG ve inovasyon konusunda çok daha aktif ve ileri görüşlü bir yaklaşım sergilemeleri gerektiği görülüyor.
Stratejik yönetişim şart
Benim “stratejik yönetişim” olarak adlandırdığım kavram tam da bu noktada devreye giriyor. Stratejik yönetişim, yönetim kurullarının sadece şirket performansını izleyen değil, aynı zamanda gelecek vizyonunu şekillendiren, değer yaratan, inovasyonu, dijital dönüşümü ve sürdürülebilirliği merkezine alan bir yaklaşımdır. Yönetim kurullarında görev yapacak üyelerin seçiminde ise bu yeni gerçekliklerin dikkate alınması gerekiyor.
Geleneksel olarak yönetim kurullarına üye seçilirken adayların sektörel deneyimleri ve güçlü finansal bilgi birikimleri ön plana çıkar. Elbette bunlar hala önemli kriterlerdir, ancak geleceğin şirketlerini inşa etmek istiyorsak, bu kriterleri genişletmemiz gerekiyor.
Bu noktada, yönetim kurulu üyelerini belirleme sürecinde rol alan headhunterlara büyük sorumluluk düşüyor. Headhunterların, dijital dönüşümün, sürdürülebilirlik konularının, ESG (Çevresel, Sosyal ve Yönetişimsel) uygulamalarının, inovasyon ve risk yönetimi gibi kritik alanların önemini kavrayarak, bu konularda yetkin kişileri tespit etmeleri ve şirketlere sunmaları gerekiyor. Gelecek on yıl içinde yönetim kurullarında, bu alanlarda özel uzmanlıkları olan, dünyadaki trendleri takip eden ve değişime liderlik eden üyelerin yer alması kritik önem taşıyor.
Profil ihtiyaca cevap vermeli
Ayrıca şirketlerin, yönetim kurulu yapılarında çeşitliliğe de ciddi anlamda önem vermesi gerekiyor. Dijital dönüşüm ve sürdürülebilirlik gibi çok boyutlu konuların ele alınmasında, farklı bakış açıları ve yenilikçi düşünme tarzları büyük avantaj sağlar. Yönetim kurullarında genç, dijital dünyaya hakim, sürdürülebilirlik konusunda bilinçli ve sosyal konulara duyarlı üyelerin varlığı, şirketlerin dönüşümünü hızlandırır ve bu süreçte ortaya çıkabilecek zorlukları aşmada destek sağlar.
Özetle, dijital dönüşüm ve sürdürülebilirliğin getirdiği radikal değişimler karşısında şirketlerin yönetim kurulu üyeleri seçiminde stratejik bir dönüşüme gitmesi kaçınılmazdır. Bu süreçte headhunterların şirketlerle güçlü bir iş birliği yaparak, ihtiyacı net olarak karşılamaları hayati önem taşıyor.