Çin Seddi'nin Bilmediğimiz Yüzü - II

Ahmet COŞKUNAYDIN
Ahmet COŞKUNAYDIN ahmetcoskunaydin@hotmail.com

ÇİN HALKININ YAPISI

Nüfusu 1 milyar 396 olan bu dev nüfus tam tamına 56 farklı halktan oluşuyor. Bunun yüzde 92'sini kökeni Çinli olanlar oluştururken, diğerleri, Zahung, Hui, Uygur, Kazak, Koreli, Tibetli, Li, Moğol, Yao, Bai, Hani, Koreli, Tujia, Mandu, Dong gibi halklardan oluşuyor. Bu kesimin genel nüfus içindeki payları ise yaklaşık yüzde 8. Çin, genel nüfus içinde çok az bir oran oluşturan bu azınlıkları resmen tanıyor ve onları bir kültürel zenginlik olarak görüyor.

Başkent Beijing, Çince Kuzey Başkenti anlamına geliyor. Burada konuşulan dil Mandarin olarak adlandırılıyor, resmi dili oluşturuyor. Güney Çin'de konuşulan dil ise Kanton dili olarak biliniyor.
Kuzeyi ile Güneyi arasında 5 bin kilometreden fazla, yine Doğusu ile Batısı arasında da yine 5 bin kilometreden fazla bir mesafe olan ülkede çok sayıda azınlık dili ile diyalekte rastlamak sizleri şaşırtmamalı.

Örneğin, Beijing ile ŞangHayda teşekkürün farklı kelimeler olması gibi.
Çin Halkı, çok barışsever bir halktır. Son bin yıldan bu yana bir başka ülkeyi zapt etme girişimi yaşanmamasına, karşılık, kendisi emperyalist güçlerce, başta Japonlar olmak üzere, Batılı devletlerce çok kez işgal ve zulme uğramış ve on milyonlarca insanını kaybetmiştir.

DİN

Çin Devletinin resmi bir dini olmamasına karşılık, farklı dinleri günlük yaşamınızda gözlemleyebilirsiniz. Birçok yerde Budist mabetleri karşınıza çıkacaktır. Müslümanların ağırlıkta olduğu bölgelerde ise tarihi yüzyıllar öncesine ve kökeni İran olan ve günümüzde Çinlileşmiş Huiler ile Uygur Türk ve Müslümanları ve Kazaklara ait camiler sizi karşılayacaktır.
Halkın yüzde 52'si kendini hiç bir dinin mensubu olarak görmezken, yüzde 22'lik bir oran tarihsel inanca bağlılıkları, yüzde 1.8'i İslam İnancını, yüzde 5.2 Hıristiyanlık dini, yüzde 18 Budist ve çok az oranda Musevilik ve benzeri dinlere mensupturlar.

Mabetler, çok iyi bir şekilde korunuyor, etrafları tertemiz ve adeta bin bir çiçekle süslü. Kapıları bile ilk hâli ile muhafaza ediliyor.

Tabii herkes inancına uygun mabette, ibadetini yaparken, bazıları da hem mabet hem de müze olarak kullanılıyor.


Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar