Kazakistan'dan Orta Asya'da işbirliği daveti
Dostluğun arayış, kardeşliğin de kader olduğuna dikkat çeken Kazakistan, bölgede yüz milyonlara varan pazarda iş birliği ve yatırım çağrısında bulundu. Yaklaşık 3 milyon kilometrekarelik (2.724.000) alana ve 18 milyonluk nüfusa sahip, kardeş ülke yetkilileri, burada yapılacak yatırımların, başta Çin Halk Cumhuriyeti olmak üzere, ülkenin diğer komşularını da kapsayabileceğine dikkat çektiler.
Kazakistan Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti ile işbirliği konulu çalışmada konuşan Kazakistan'ın Ankara Büyükelçisi Abzar Saparbekuly, ülkelerimizin sahip oldukları kaynakların ve stratejik değerlerinin bir araya getirilmesinin, iki tarafı da çok kazançlı çıkaracağını vurguladı.
Kazak yetkililer, Çin'in yılda 35 milyar dolarlık yağ ithal ettiklerini, bunun yanında yine milyonlarca ton et ithal etmek zorunda olmalarının, Türk yatırımcılar için
bulunmaz bir fırsat olduğunu vurguladılar. Binlerce yıllık, kardeşlik hukukunun, yatırım ve ticarette de etkili olması halinde, Kazakistan, Avrupa, Türkiye'de Çin sınırında etkisini daha da artıracak. Para birim olarak Tenge'yi kullanan kardeş ülkeye, Türk vatandaşları vizesiz olarak seyahat edebiliyor ve iki ülke arasında doğrudan uçak seferleri yapılıyor.
Ülkemiz ile Kazakistan arasında ki toplam dış ticaret hacmi, 2018 yılı rakamlarına göre 1.9 milyar dolara ulaşmış bulunuyor. Dış ticarette dengenin sağlanması konusunda da giderek artan çabalar izleniyor.
Kazakistan ve Türkiye arasında, karşılıklı işbirliği ve yatırım olanaklarının ele alındığı buluşmada konuşan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun danışmanı ve Dış Ticaret Uzmanı Bahri Can Çalıcıoğlu, Kazakistan'ın ülkemize, halkımıza olan yakınlığı yanında, sahip olduğu stratejik, ekonomik ve alt yapı nedeniyle de bizler ve yatırımcılarımız açısından önemini vurguladı.
Bakü-Tiflis-Kars, demiryolunun 2017 yılında hizmete girmesiyle, Çin'den hareket eden bir malın Avrupa pazarlarına ulaşma süresi yarı yarıya kısalmış bulunuyor. Bundan önce aynı mallar, iki kat daha uzun bir sürede Rusya federasyonu üzerinden, hem de maliyet artışıyla gidiyordu.
Böylelikle, Türkiye Orta Asya ve Uzak Asya ülkelerinin pazarlara ulaşmasında hem en kısa yol hem de düşük maliyetiyle avantaj sunmuş oluyor. Tüm bunların ele alınmasıyla, ülkemiz üzerinden giderek artan bir mal sirkülasyonu kısa bir dönemde hayata geçebilecek.