Dört soru, bir fıkra

Cem KÜTÜK
Cem KÜTÜK Tersi Düzü cem.kutuk@dunya.com

Dünyada enflasyondaki düşüş, -enerji ve emtia fiyatlarının da etkisiyle- beklenenden hızlı gerçekleşti. Ne kadar sürdürülebilir olduğunu göreceğiz.

Petrolde eylülden bu yana 20 doları bulan fiyat gevşemesinin ve emtianın kafasını kaldıramamasının arkasında Çin’in beklenenin ötesinde yavaşlaması var. Bu yavaşlamanın sürmesi, enflasyonun seyri için kritik. Çin öngörülenden erken hızlanırsa, gelişmiş ülkelerde mevcut istihdam düzeyleri ile enflasyonda farklı bir resimle karşılaşılabilir mi? Kamu maliyesi genelde sıkıntılı. Daha fazla vergi toplama ve daha az kamu harcaması yapma ihtiyacı yaygın.

Seçimler (ABD, Tayvan, Güney Afrika, Meksika, Avrupa Parlamentosu, Türkiye ve belki Birleşik Krallık) beklenecek. Seçim sonuçları ticaret ve çevre politikaları, dolayısıyla enerji politikaları için de belirleyici olacak. Vergiler artarsa altyapı, inşaat ve çevre hizmetleri üreten şirketler bunların tedarikçileri olumlu etkilenir. Enerji fiyatlarının seyri de seçim sonuçları üzerinde -enflasyon ve üretici ülkelerdeki ekonomik canlılık üzerinden- etkili olacak, özellikle ABD’de. Düşük petrol fiyatı ile girilen bir seçimde Bay Trump’ın şansı daha yüksek olabilir.

Birleşik Krallık’ta büyüyemeyen ekonomiyi vergi indirimi yoluyla dürtmek mümkün ancak kamu maliyesi buna izin verebilir durumda değil. Yine de denenirse, önceki hükümetin son günlerinde yaşandığı gibi faizlerde hızlı bir artışı beraberinde getirebilir. Daha fazla altyapı yatırımına ihtiyaç duyan ABD ve Avrupa, seçimlerden sonra kamu maliyesini iyileştirmek için gerekli önlemleri ne derece alabilecek? Alamadığı durumda artırılması gerekecek vergiler, hane halkının tasarruf ve harcamalarını ne derece sınırlayacak?

Orta vadede borçlanma ihtiyacı, faiz oranları ve küresel büyümenin miktarı için -bugün pek konuşulmasa da- ikinci önemli soru. Faiz indirimlerinin ne zaman ve ne kadar olacağı, manşetleri ve haber bültenlerini süslemeye şüphesiz yeni yılda da devam edecek. Bu gürültü patırtı içinde benim dinleyeceğim ve küresel ekonominin seyri bakımından asıl önemli olan kanal Ukrayna ve Çin-ABD ilişkilerinin seyri olacak. ABD’nin ekonomik baskısı, Çin’in politikalarını istediği yönde değişmesi için yeterli olmuyor.

Benzer bir yetersizlik ambargolara karşın Rusya konusunda da net bir şekilde gözleniyor. Tedarik zincirlerinin bu iki ülkenin aleyhine değişmesine yönelik politika sürdürülecek mi? Sadece gelecek yıl için değil, önümüzdeki on yıl için önemli bir diğer soru. Avrupa’da görece güçlü olan sendikal katılım, işçi ücretleri üzerinden çekirdek enflasyonu görece inatçı kılabilir. Göç edenlerin işgücüne katılımının artması, ücretleri bir miktar dengeleme potansiyeline sahip.

Burada göçmenlerin profilinin, piyasanın işgücü ihtiyacı ile ne derece örtüşebildiği ve sosyal yardımların düzeyi belirleyici olacak. Diğer yandan göç, özellikle konut fiyatları üzerinden enflasyonist etkiye de sahip. Avrupa’da göç politikasının daha kısıtlayıcı bir hal alması, orta ve uzun vadede ücretler üzerinden enflasyonu yukarı yönlü etkileyebilir mi? 2023 biterken küresel iktisadi gidişata ilişkin dört soruyu sizlerle paylaşmayı tercih ettim. Bugünün karmaşık dünyasında, olan bitenin ancak bir kısmını ve ancak kendi perspektifiniz ölçüsünde (ön)görmek mümkün.

Ege Cansen’den dinlemiştim: Orhan Boran yolda yürürken çocukların leğende bir kediyi yıkadıklarını görüyor ve onlara “Aman sakın! Kedi yıkanmaz, öldürürsünüz onu” diyor. Dönerken aynı sokakta çocukların ağladıklarını görünce de, ben sizi uyarmıştım diyerek kızıyor. Çocukların cevabı anlamlı: “yıkarken ölmedi, sıkarken öldü”. Sıkılmayacağınız, verimli ve keyifli bir yıl olsun.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Şubattan gözükenler 13 Şubat 2024
Kasımın getirdikleri 21 Kasım 2023