Ekonomiye değil, şirketinize odaklanın

Dr. Bertan KAYA
Dr. Bertan KAYA YENİ DÜNYADA YÖNETİM [email protected]

Geçtiğimiz günlerde iş insanları için düzenlenen bir organizasyona ka­tıldım. Konuşmam içinde bulunduğu­muz dönemde şirket yönetim strateji­leri üzerineydi. Sunum bittikten sonra soru cevap bölümünde bana gelen soru­ların tamamı “ büyüme, kur, faiz” ile ala­kalı genel olarak da “hocam ne olacak bu ekonominin hali” tadında sorular oldu.

Sorular elbette çok yerindeydi ve ben de bilgi ve düşüncelerim dahilinde cevap­lamaya çalıştım, ancak organizasyon­dan sonra bir düşüncedir aldı beni! Zor dönemde şirket yönetimine dair strateji, tedarik zinciri, üretim, pazarlama, stok yönetimi, nakit yönetimi, finansman ve­ya stratejik risklerin yönetimi gibi ko­nularda hiç soru gelmemiş olması beni şaşırtmıştı. Herkes daha ziyade ekono­mi ile ilgiliydi. Bunun sebebi maalesef ülkemiz iş dünyasında “konjonktürel yönetimin” hakim yaklaşım olmasıydı.

Konjonktürel mi stratejik mi yönetelim?

Önceki yazılarımda “konjonktürel yö­netim” den bahsetmiştim. Fazla yönet­sel efor harcamadan konjonktürle ka­zanmaya çalışmayı kast ediyoruz. Ül­kemizde bolca konjonktürel yönetilen şirket var. Yani işler iyi iken; strateji ve kurumsallaşmayı arka plana atıp, özkay­nak yerine ucuz kredilerle ciro ve EBIT­DA odaklı büyüme sağlayıp, yatırımla­rı ve işletme sermayesini yine ucuz fi­nansmana dayalı yaparak, işlerin sürekli iyi gideceğini uman yönetim tarzı. İşler kötüye gittiğinde ise sabahtan akşama kadar ekonomi kanallarını takip eden, ekonomistlerin her söylediğini aşırı önemseyen, işlerin düzelme zamanını iple çeken, bu esnada da sürekli tasarru­fa giden (personel, dijital dönüşüm, ku­rumsallaşma, faaliyet giderleri, Ar-Ge ve hatta kalite) yönetim tarzı.

Bunun bir de tersi var. Buna da stra­tejik yönetişim diyelim. Burada kon­jonktür ne olursa olsun; müşteri ve pa­zar odaklı stratejileri içeren bir stratejik niyet var. Şirketin temel yeteneklerini bu müşteri/pazar beklentileri doğrultu­sunda şekillendiren bir yönetim anlayı­şı var. Tüm değer zincirini sürekli iyileş­tiren bir yaklaşım var. Konjonktürden bağımsız nakit odaklı yönetim var. Doğ­ru borçlanma politikaları ve doğru za­manlama ile yapılan yatırımlar var. Doğ­ru zamanlama ile girilen ve çıkılan işler, alınan ve satılan şirketler var. Kriz de­ğil, risk yönetimi var. Yönetişim var. Ku­rumsallaşma adına tesis edilmiş ve sa­hiplenilmiş iç kontrol ve iç denetim ya­pıları var.

Ekonomiye odaklanmak sorunlarınızı çözmez!

İki şirketten ilki ekonomistleri baş ta­cı edecektir. Çünkü aradığı cevaplar ora­da. İkincisi iş ve yönetim uzmanlarını baş tacı edecektir çünkü aradığı cevap­lar orada. Ülkede büyük şirketler tepe yönetim ekipleri için ünlü ekonomi gu­ruları ile ekonomi sohbetleri yapmak için sıraya girerken, strateji, yönetişim veya yönetim konularında sohbet heve­si çok düşük.

Konjonktürel yönetilen bir şirket el­bette, yıkıcı teknolojiler, yeni rakiple­rin ortaya çıkışı, sektörün mega trend­leri ve bunlara uygun strateji geliştirme yerine, faiz indirim sürecinin ne zaman başlayacağı ile daha çok ilgili olacaktır. Çünkü, konjonktür düzelirse, eski güzel günler geri gelir, biz de bildiğimiz şekil­de yönetmeye devam ederiz düşüncesi hakimdir.

O yüzden bir ekonomist gibi düşün­mek ve beklemek yerine, işletmeci gibi düşünüp aksiyon almak daha iyidir.

Şirketinizin sorunlarının yüzde 70’ini çözmek elinizde. Şirketinizde turnover oranı yüzde 40-50’lere ulaşmış, müşte­ri kayıplarınız var. Sektörünüzü dönüş­türen pek çok mega ve makro trend var, rekabet arttı, yönetim sisteminiz kişile­re aşırı bağımlı, operasyonunuz çok dü­zensiz ama siz faize, kura odaklısınız! Oysa şirketinizin stratejileri, yönetimi ve operasyonları üzerinde çok daha faz­la kontrolünüz var. Bu noktalara odak­lanmak, ekonomi yerine yönetime kafa yormak size avantaj sağlar.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar