FED temkinli duruşunu koruyor

Yeşim SARIŞEN
Yeşim SARIŞEN YAPI KREDİ YATIRIM

Piyasalarda şahinleşen merkez bankaları teması, ABD’de artan siyasi belirsizlik ve jeopolitik gelişmeler ana konular olmaya devam ediyor.

Haziran ayı sonlarından bu yana küresel merkez bankalarından şahince mesajlar takip ediyoruz. Özellikle de Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Draghi'nin 27 Haziran'daki şahin “Sintra” konuşması en önemlilerinden biriydi. Draghi'nin ekonominin güçlendiğine ve deflasyonist risklerin yerini reflasyonist risklerin almaya başladığına dair ifadeleri şahince yorumlanmıştı. Nitekim Avrupa piyasaları öncülüğünde gelişmiş ülke tahvil faizlerinde yaşanan yükselişler ABD Kasım seçimlerinden bu yana yaşanan en dikkat çekici artıştı.

Ancak zayıf enflasyona vurgu yapan Amerika Merkez Bankası (Fed) Başkanı Yellen'ın temkinli tutumu ile dengelenen küresel tahvil faizlerine, geçen hafta da Draghi'nin ve ayrıca diğer merkez bankalarına nazaran daha genişlemeci duruşuyla öne çıkan Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) da desteğiyle bu görünümü korudu.

Özellikle Avrupa Merkez Bankası toplantısında Draghi'nin, Yellen benzeri temkinli tutumu devam ettirdiğini gördük. Açıklanan metinde “parasal genişleme eğilimine” dair ifade çıkarılmazken, Draghi, para politikasında değişikliklere yönelik tartışmaların sonbaharda yapılacağını ifade etti. Böylelikle gözler Draghi’nin Jackson Hole konuşması (24 -26 Ağustos) ve 7 Eylül ECB toplantısına çevrilmiş oldu.

FED Başkanı Yellen ve ardından da ECB başkanı Draghi'nin temkinli açıklamaları kısa vadede piyasaları rahatlatmış olsa da merkez bankaları adım adım bilanço küçültmeye hazırlanıyor.

24-26 Ağıstos Jackson Hole toplantısında piyasaları, bilanço normalizasyon sürecine hazırlamaya çalışan Yellen ve Draghi'den şahince tonlama görmemiz durumunda, tahvil faizlerindeki yukarı yönlü baskının güçlenebileceğini göz önünde bulunduruyoruz. Bu döneme kadar da enflasyon verilerinin öneminin arttığını düşünüyoruz.

Tahvil getirilerindeki yükselişin devam etmesi durumunda ise riskli varlıklar üzerinde önemli etkilerin olabileceğini düşünüyoruz. Örneğin yüksek değerlemeler, küresel hisse senetlerinde olası bir düzeltme hareketini tetikleyebilir. Faizlerdeki yükseliş uzun vadede gelişmekte olan ülke ekonomilerindeki büyüme ve fon akışları üzerinde olumsuz etkileri olabilir.

Bu hafta ise Yellen'ın temkinli tutumunu devam ettirmesini bekliyoruz. Açıklamalarda 2017 yılı sonlarında başlaması planlanan bilanço küçültme süreci ve enflasyona yönelik değerlendirmeler ön planda olabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar