İşsizlik ve eğitim ilişkisi

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Nisan ayı işsizlik rakamları arasında ne eğitimde ne işte olan 2 milyon 720 bin genç ile 1 milyon 29 bin üniversite mezununun işsiz kaldığı bilgisini alınca, bu konuya 40 yıldır kafa yorar, bir zamanlar başarılı bir örnek proje sahibi iş insanı dostumla bu konuyu ele aldım.

TÜİK nisan ayı işsizlik verileri hafta başında açıklandı. Benim açıklanan işsizlik rakamları arasında en çok ilgimi çeken konu uzun süredir “ne eğitim de ne istihdamda “ olan gençler ile “üniversite mezunlarının işsizlik oranları". Ne istihdamda ne eğitimde olan genç sayısı 2 milyon 720 bine yükselmiş. Geçen yıl toplam işsizler içinde yüzde 21.8 olan bu oran yüzde 23.7'ye ulaşmış. Üniversite mezunu işsiz sayısı 1 milyon 29 bine, işsizlik oranları da yüzde 12.8 seviyesine gelmiş.

Görüştüğüm birçok iş insanı, işçi açıklarını dolduracak işe ayacak genç bulamadıklarından şikayet ediyor. İşe aldıkları üniversite mezunlarının eksikliklerini tamamlamak için 3ila 6 ay yeni bir eğitimden geçirdiklerini belirtiyorlar.

Bu da net olarak işe uygun eleman yetiştiren bir eğitim sistemine sahip olmadığımızı gösteriyor. Şimdi bir yandan iş dünyasından işlerine yarayacak eleman türlerini öğrenip, meslek eğitim liseleri ve yüksek okullarında eğitimin bu elemanları yetiştirmeleri için eğitim programlarının düzenlenmesi yoluna gidilmelidir. Bir yandan da ne eğitimde ne istihdamda olan 2 milyon 720 bin gencin kısa süreli eğitimlerden geçirilerek iş hayatı içerisinde yer almalarının yolu açılmalıdır.
Bundan yıllar önce Celal Beysel BİSİAD başkanıyken BEGEV isimli Bilgisayar destekli bir kurs düzenlemiş ve sanayi şirketlerinoe çeşitli devlet ve özel sektör kuruluşlarının katkılarıyla yetiştirdikleri bin kadar gencin iş bulmasını sağlamıştı. Sonra BEGEV, Sanayi Odası'nın bünyesine devredilmişti.

Celal Beysel’e BEGEV deneyini nasıl gerçekleştirdiklerini ve mesleki eğitim konusundaki düşüncelerini sordum. Şu yanıtı aldım:

"BEGEV’de bize dönemin DPT müsteşarı Ahmet Tıktık, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, MEB Müsteşar Yardımcısı Salih Çelik, EŞKUR Genel Müdürü Namık Ata ve Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanı Bayram Aktaş destek verip fikir ortağı oldular. Danimarka gezisi yaptık, onların “Flexecurity” sistemini ihceleyip, yönetmelik hazırlayıp çalışmaya başladık. Dinçer’den sonra bakan olan Hüseyin Çelik de projeye destek verdi.

Mesleki eğitim konusu gerçeklen gençlerin eğitimini düşünenlerle çözülecek bir konudur. Bu konuya Almanya 1960 yılında eğilmiş; uyguladığı mesleki eğitim sistemi, meslek değiştirme ,yeni yeni meslek edinme kursları ile mükemmel hale gelmiştir. Bugün bizim ihtiyacımız olan da Almanya’nın 40 senedir zamana uygun gerekli değişiklikleri yaparak uyguladığı mesleki eğitim sisteminin benzerini kurmaktır.

Bugün işsizliğin önemli bölümü , “yeteneksiz/bilgisiz/eğitimsiz” insanlarımızın ya da piyasanın ihtilacı olmayan eğitimini almış işsizlerin işsizliğidir. Bakmayın , ”Üniversite mezunuyum, işsizim” diyenlere. Hiçbir şeyin doğru dürüst, detaya inerek öğretilmeden geçildiği, talebelere bir şey öğretiliyormuş gibi yapıldığı üniversite mezunları, modern teknolojilerin savaştığı bugünün dünyasında tabi ki işsiz kalacaktır. Bir abartılı son şey söyleyeyim. S-400 üretiminde yer alabilecek bilgi ve becerisi olan gencin işsiz kalması düşünülebilir mi? ”

Genç işsizler konusunu irdelerken, 40 yıldır bu konuya kafa yormuş, bir dönem başarılı bir projeyi hayata geçirmiş bir işadamının düşüncelerini sizinle paylaşmak istedim,

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar