İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin büyüklüğü

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Seçim sonuçlarına yapılan itirazlar sürerken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin büyüklüğüne değinmek istedim. Bir yandan da Avrupa normlarına uymak için 1992 yılında çekince koyarak imzaladığımız Avrupa Yerel Yönetim Özerklik belgesindeki çekincelerimizin kaldırılması gereğine değinmek istedim.

Yerel seçimler gerçekleşti. Şimdi seçim itirazlarının karara bağlanması bekleniyor. O konuda kararı beklerken İstanbul belediyesinin devasa büyüklüğünün ne anlam ifade ettiğini ele almak istedim.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) 42 milyar 600 milyon liralık 2019 yılı bütçesi birçok bakanlıktan daha büyük.

Bir başka söyleyişle büyüklüğü ile Türkiye’nin en büyük şirketleri sıralamasında 51 milyarlık cirolu Tüpraş’ın ardından ikinci sırada yer alabilir. İBB bu büyüklüğüyle, Türkiye’nin iki büyük holdingi; 99 milyar cirolu Koç Holding ve ikinci sıradaki 66 milyar cirolu Sabancı Holdingin arkasından, üçüncü sıraya yerleşebilir. İBB bu büyüklüğüyle İSO ikinci 500 listesinde yer alan şirketlerin toplam ciroları olan 107 milyar liranın yüzde 40’ı büyüklüğüne ulaşmaktadır.

İBB’nin 5216 sayılı yasaya göre kurulmuş anonim şirket özelliğinde 30 bağlı şirketi iştiraki (BİT) bulunuyor. Bunlar içinde İSBAK, İSTOC, İSPARK, İGDAŞ, HALK EKMEK gibi kuruluşlar yer alıyor, öne çıkıyor. 1971 yılının Şubat ayında rahmetli Ahmet İsvan tarafından kurulan Halk Ekmek bugün, günde 1.7 milyon ekmek üreten bir büyüklüğe sahiptir…

Yerel yönetimlerin mali ve yönetimsel gücü tartışma konusudur. Yerel yönetimlerin evrensel değerleri Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı 1992 tarihinde Türkiye tarafında 5 maddesine “çekince” koyularak imzalanmıştır. Bu maddeler, yerelle ilgili kararlarda yerel yönetimlere danışılması zorunluluğu, idari organların yerel yönetimlerin kendilerince kararlaştırılması, merkezi denetim yetkisinin yerelde sınırlandırılabilmesi, kaynaklarda çeşitlilik ve esneklik sağlanması yerel yönetimlerin uluslararası işbirliği yapabilmesi gibi konuları içerdiği için, bunlara şerh koyularak Türkiye tarafından atılan imzanın sözleşmenin ruhunu ortadan kaldırdığı iddiaları gündeme gelmiştir.

Profesör İlhan Tekeli’ye göre, yerel yönetimlerin iki işlevi vardır. Bunlardan birisi teknik iş bölümü ile etkinlik yaratmaktır. Diğeri ise katılım yoluyla demokrasiyi derinleştirmektir. Tekeli, bilime göre, “Yerel yönetimcilik, yurttaşlık bilincini doğurur” değerlendirmesini de yapar.
Yerel yönetimlerle ilgili bazı değerlendirmelere de kıyaslama açısından değinmek isterim.
Yerel yönetimlerin kamu yatırımları içindeki payı Türkiye’de yüzde 23 iken, bu oran Fransa’da yüzde 70, Polonya’da yüzde 62, İspanya’da yüzde 30’dur.

Avrupa’da kamu kaynağının kaynakların ortalama yüzde 50’si merkezin tasarrufundadır. İtalya’da vergilerin yüzde 60’ı İngiltere ve Almanya’da yüzde 34’ü yerel vergilerdendir. Ülkemizde ise kamu kaynağının yüzde 85’i merkezin tasarrufundadır.

Bütün bu ortaya konulanlar, yerel yönetimlerde Avrupa normlarını esas alarak yeni düzenlemeler yapmamızı zorunlu kılmaktadır. Bunun ilk adımının çekince koyarak imzaladığımız Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’ndaki çekincelerimizi ortadan kaldırarak, yeniden imzalamamızı gerektirir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar