Japonya’nın faiz kararı ve global piyasalara etkisi
Japonya Merkez Bankası’nın faiz artırım kararları, global ekonomi üzerinde önemli etkilere yol açabilir. Japonya, uzun yıllardır uyguladığı ultra gevşek para politikası izleyen büyük bir ekonomi olduğunu söyleyebiliriz.
2016 yılından bugüne negatif faiz oranı uygulayan Japonya, 2024 yılında faiz artışı yaparak faizi 0.10 seviyesine çıkarırken son faiz artışıyla 0.50 seviyesine kadar artırdı. 2024 yılında başlayan faiz artışları sadece Japonya değil, global finansal piyasaları ve Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomilere etkisi kaçınılmaz gibi görünüyor.
1990’larda patlayan varlık balonu ardından dünya tarihinde görülmemiş bir ekonomi politikası uygulayan Japonya, faizleri sıfıra sabitleyerek deflasyon ile boğuşup, parasal genişlemeyi en uç sınırlarına kadar zorlayan bir ülke de oldu. Ancak 2024 yılında enflasyonun, ücret artışlarının ve iç talebin canlanmasıyla Japonya Merkez Bankası, enflasyonu azaltmak için faiz artırımı yapmak zorunda kaldı.
Faizlerin artması, global yatırım dengelerini derinden etkileyecek gibi görünüyor. Çünkü Japonya ucuz paranın en önemli kaynaklarından biriydi.
Küresel dalga: Paranın rengi değişiyor
Japonya’da faizlerin yükselmesiyle global sermaye; gelişmekte olan piyasalardaki görece yüksek faizlerin olduğu yerler yerine kendi ana vatanında daha iyi getiri sağlayacak konumuna geçecektir. Özellikle cary trade stratejisinin bozulmasına neden olacaktır. Düşük faizle Japon yeni cinsinden borçlanıp, gelişmekte olan ülkelere yüksek faizli varlıklara yönelen sermaye için rüzgâr artık tersine dönmüş gibi...
Öte yandan Japonya Merkez Bankası’nın faiz kararı, sadece gelişmekte olan ülkeler değil Amerika ve Avrupa’daki gelişmiş ülkelerin merkez bankası tahvillerinin getirisini de etkileyecektir. Japonya’ya fonların geri dönüşü, küresel tahvil piyasasında talep azalmasına ve faizlerin yukarı çıkışına neden olabilir. Bu da borçlanma maliyetlerini arttırıcı etki yaratacaktır.
Küresel sistem değişiyor: Kurallar yeniden yazılıyor
Uzun zamandır merkez bankalarının belirlediği oyun kurallarının artık yeniden yazılması gerekiyor. Japonya’nın bu dönüşümü sadece faiz artışı değil; global ekonomik paradigmanın da bir değişimini göstermektedir. Ultra gevşek para politikası döneminin dünyada sonuna gelindiğinin, düşük faizli finansal düzenin yerini daha pahalı sermayeye bırakacağı aşikârdır.
Bu yeni dünya düzeninde ekonomik temelleri zayıf, dış borcu yüksek, yapısal reformları geciktirmiş ülkeler için ciddi riskler barındırmaktadır. Gelişmekte olan ülkeler sıcak para yerine doğrudan yatırımı çekecek reformlar ve yüksek katma değerli üretim ve aynı zamanda enerji bağımlılığını azaltan politikalarla bu riskleri daha rahat kontrol edebilirler.
Sonuç olarak Japonya’nın faiz artışı, para akımlarının yer değiştirmesine ve ucuz paranın tarihe karışmasına yol açarak paranın maliyetinin artmasına neden olacaktır. Dünyada ucuz paranın ve carry tradedin sonuna gelinmiştir. Bunun olası ekonomik etkilerinin alınacak ciddi önlemlerle, özellikle gelişmekte olan ülke ekonomileri için olası riskleri azaltılabilir.