KOBİ’lerin Finansmana Erişebilirliğinde Halka Arz

Prof. Dr. Ali HEPŞEN
Prof. Dr. Ali HEPŞEN ali.hepsen@dunya.com

250 kişiden az çalışan istihdam eden, yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri 250 milyon lirayı aşmayan işletmeler Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ) olarak tanımlanırken, ilgili şirket yapılarının var olan esnek yapılarıyla ekonomilerin vazgeçilmez unsurları haline gelmişlerdir.

Bugünkü durumda gerek istihdam ve katma değer yaratan, gerekse de ekonomik kalkınmaya katkı sağlayan KOBİ’lerin öncelikli sorunları arasında finansmana erişim gelmektedir. Ülkemizdeki yaklaşık 3,5 milyon KOBİ’nin en sık kullandığı dışsal finansman kaynağı geleneksel yapısı ile banka kredileri olarak karşımıza çıkmaktadır. BDDK verilerine göre 2022 yılsonu itibariyle KOBİ’lere açılan kredi miktarı ise yaklaşık 2 trilyon TL tutarındadır. Ancak diğer taraftan, özellikle anonim ortaklık statüsünü haiz KOBİ’lerin bankacılık sektörüne yönelik finansman bağına alternatif, ortaklık hakkı sağlayan sermaye piyasası araçlarını ihraç etmek suretiyle sermaye piyasasından fon sağlayabilecekleri de bilinmektedir. Sermaye Piyasası Kurulu’nun ve Borsa İstanbul yönetiminin son dönemlerde bu yöndeki çabaları ise önemlidir. Tanım olarak bakıldığında “halka arz”, sermaye piyasası araçlarının satın alınması için her türlü yoldan yapılan genel bir çağrıyı ve bu çağrının devamında gerçekleştirilen pay (hisse) satışı ifade etmektedir. Özellikle KOBİ’lerin halka açılmalarının ve paylarının borsada işlem görmesinin çeşitli faydaları bulunmakta olup, söz konusu faydalar aşağıdaki şekilde özetlenebilir (Kaynak: Sermaye Piyasası Kurulu, KOBİ’ler ve Halka Açılma, çevrimiçi https://www.spk.gov.tr/sirketler/kobiler-ve-halka-acilma/kobiler-ve-halka-acilma): KOBİ’lerin paylarının halka arz edilerek satılması ile birlikte şirketler önemli büyüklükte bir kurumsal finansman kaynağına ulaşma imkânına sahip olmaktadır. Bu kaynak geri ödenmesi gereken geçici bir kaynak olmayıp, kalıcı niteliktedir. Halka açık şirketlerin paylarının borsada işlem görmesi, şirketin payları için organize piyasada sağlıklı bir fiyat oluşmasına ve yatırımcıların bu fiyat üzerinden alım-satım yapabilmelerine olanak tanımaktadır. Bu piyasada ortakların şirket paylarını mümkün olan en kısa sürede piyasada gerçekleşen arz ve talebe göre belirlenen fiyat üzerinden alma ve satma imkânı bulunmaktadır. Böylelikle şirket ortaklarının sahip oldukları payları vakit ve değer kaybetmeden satmaları ya da satın almak istedikleri payları piyasa fiyatından satın almaları mümkün olmaktadır.

İtibar Görme

Halka açık şirketler, sermaye piyasası mevzuatında yer alan yükümlülüklere uymakla yükümlü olup, bu şirketlerin Sermaye Piyasası Kurulu’nun denetim ve gözetimine tabi olması istikrarlı ve güven verici bir görünüm sağlamakta ve söz konusu şirketler diğer şirketlere göre daha fazla itibar görmektedir. Halka açık anonim ortaklık olmanın beraberinde getirdiği kamuyu aydınlatma yükümlülükleri ile birlikte şirketler daha şeffaf ve hesap verebilir hale gelmektedir. Bu durum yatırımcıların ortaklık hakkında daha fazla bilgi sahibi olmasını ve şirketin basında daha fazla yer almasını sağlamaktadır.

Kurumsal Yönetimin Tesis Edilmesi

Şirketlerin halka açık hale gelmesi ile şirketin profesyonel yöneticiler tarafından yönetilmeleri söz konusu olabilmektedir. Öte yandan, sermaye piyasası mevzuatında yer alan kurumsal yönetim düzenlemeleri çerçevesinde halka açık şirketlerin ilişkili taraflarla, yönetim kurulu, pay sahipleri, çalışanlar ve diğer menfaat sahipleri ile arasındaki ilişkiler düzenlenmekte ve kurumsal yönetim ilkelerinin uygulanması ile birlikte halka açık KOBİ'lerde kurumsal yönetimin tesis edilmesi kolaylaşmaktadır. Diğer taraftan ise, paylarının Borsa İstanbul’da işlem görmesi hedefi ile yola çıkan KOBİ’lerin “Kamuyu Aydınlatma, Finansal Tablo ve Raporların Düzenlenmesi ve Kamuya Duyurulması, Bağımsız Denetim, İlişkili Taraf İşlemlerini Değerleme ve Kurumsal Yönetime İlişkin” yükümlülüklerinin var olduğunu unutmamaları gerekmektedir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar