Komşularla iyi ilişkiler kurmanın zorunluğu

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

AB ülkeleri dış ticaretinin yüzde 70’in, Asya ülkeleri yüzde 40’i komşularıyla gerçekleştirirken , bizim komşularla ticaretimiz yüzde 13 seviyesinde. Bunu hiç değilse yüzde 25-30’lar seviyesine çıkarmanın yollarını arayıp bulmalıyız. Sanayi ürünlerimizin de, tarım ürünlerimizin de kalitesi buna müsait..

Avrupa Birliği ülkelerinin komşularla dış ticareti yüzde 70. Asya ve kuzey Amerika’da yüzde 40’lar seviyesindedir. AB’nin güçlü ülkesi Almanya’nın dış ticaretinde komşu ülkelerinin payı yüzde 73 seviyesindeyken, bizim dış ticaretimizde komşuların payı 2013 yılında yüzde 20 ile en üst seviyeye çıktıktan sonra Suriye ve Irak’ta yaşanan gelişmeler sonrasında son yıllarda yüzde 13 seviyesine gerilemiş durumda.

Eğer komşularla ticaretimizin payı Asya ülkelerindeki gibi olsaydı, 2018 yılı 391 milyar dolarlık dış ticaretimizin 156 milyar dolarlık bölümünü komşularımızla yapmış olacaktık. AB ülkeleri ortalaması yüzde 70’ini yapıyor olsaydık komşularla ticaretimiz 273 milyar dolar seviyesine yükselecekti. Oysa, yüzde 13’lük payla 12 sınırdaş komşu ülkeyle dış ticaretimiz toplam 51 milyar dolar seviyesinde kalıyor. Siz isterseniz bunu dünyada ülkemizin yer aldığı coğrafyaya/mahalleye bağlı olarak kabul edebilirsiniz…

Ama İran, Irak gibi ülkelerle 2000’den 2012 yılına kadar artan sonra gerileyen dış ticaret rakamlarımıza bakmak yapmamız gerekenler olduğunu gösteriyor. Irak ile ticaretimiz 2000 yılında 1.5 milyar dolar seviyesinde iken 2013 yılında 12 milyar dolar seviyesine yükselmiş. 2018 yılında 8.3 milyar doları ihracat olarak 9.7 milyar dolara gerilemiştir. Irak’ın bizden ithal ettiği bazı ürünleri kendisi üretmeye başladığı için, bu ürünleri bizden almaktan vazgeçtikleri bir dönem yaşıyoruz.

İran, 1979’dan buyana ambargolar altında yaşamasına karşın, bu ülkeyle 1980’lerde 1 milyar dolar olan dış ticaretimiz doğal gaz ve petrol alımlarıyla 2012 yılında 22 milyar dolara yükselirken, İran’a ihracatımızda 1.5 milyar dolar seviyesini çıkmıştır. 2018’de ithalatımız 8.3 milyar dolar seviyesine gerilerken, ihracatımız 1.4 milyar dolar seviyesinde sürmüş, İran dış ticaretimiz 9.7 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.

Bu ülke pazarlarını iyi bilen Bilgün Aygül’e ambargo döneminde İran ticaretin gelişmesi için ne yapılabileceğini sordum. Aldığım yanıt şöyle oldu:

“En zor dönemlerde bile İran’la doğal gaz ve petrol ithalatımızı sürdürdük. Mobilya ve oto yedek parçası gibi ihracat ürünlerle ihracatımızı 1.5 milyar dolarlara kadar çıkararak dış ticaretimizi 20 milyar doların üzerine çıkartmıştık. Son yıllarda ihracatımız sabit kalırken, petrol ve doğal gaz alımını azalttığımız için dış ticaretimiz geriledi. Ama İran’da yüksek bir potansiyele sahibiz. Bunun için Türkiye ve İran’da dolar ve euro ile değil yerel parayla TL/riyal ile ticarete imkan veren bir bankacılık geliştirmeliyiz. İran’dan hemen hemen bütün Avrupalı firmalar çıktı. Çıkan Türk firma sayısı ile çok az. Bizim firmalarımız için yeni imkanlar söz konusu. TL/riyal ticaretine destek veren, sınıra yakın bölgelerde şubesi olan bankacılık sistemini geliştirebilirsek önemli bir sınır ticareti imkanı elde ederiz.”

Komşularla ticaretin birinci koşulu siyasal gerginliklerden uzak durabilmektir. Bu durumu bölgemizde bu dönemde zor başarılabilecek bir konudur. Ama dış ticarette önemli olan zoru başarabilmektir. Türkiye’nin sanayi ürünleri de, tarım ürünleri de komşulara rahatlıkla ihraç edilecek kalitededir. Komşularla ticarette payımızı hiç değilse yüzde 25- 30’lar seviyesine çıkarabilmenin yollarını aramalıyız…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar