Küresel sistem nereye gidiyor?
Hepimizin bildiği gibi; Amerikan doları, küresel para birimi olarak güvenli limanda yatırımcıların sığındığı bir itibari para birimiydi. Ancak 1 Nisan’dan bugüne dolar endeksinin yaklaşık yüzde 9 değer kaybettiğine ve piyasanın en çok referans aldığı ABD on yıllıklarının faizinin de yüzde 0,2 puan arttığına, Nasdaq’ın yüzde 17’ye varan düşüşü, Dow Jons Endeksi’nin yüzde 10 aşağı geldiğine şahit oluyoruz. Burada dikkatimizi çeken çok önemli bir konu var ki artık Amerikan varlıklarına ve dolara olan talebin ve güvenin azalması, diğer para birimlerine olan talebin artması. Bu, yatırımcıların Amerikan varlıklarına olan güvenin ciddi bir kayba uğradığına işaret etmekte.
Şimdi belirsizlik içinde
Fed, düşük enflasyon ile dünyadaki tüm ülke merkez bankalarının güvenerek rezerv tutuğu bir sisteme sahip. Ancak Başkan Trump’ın son dönemde tarifeler ile başlayan tutarsız politikaları, Fed’in güvenilirliğine ciddi bir zarar verdi. Dünyanın hayranlıkla baktığı Amerikan ekonomisi, şimdi belirsizlik içinde enflasyonun ve hatta enflasyon içinde durgunluğun (stagfilasyonun) boyutunu düşünmeye başlamalı.Piyasaların tedirgin olduğu nokta, Trump’ın Amerika’yı tutarlı bir şekilde yönetip yönetemeyeceğine olan şüphe. Enteresan olan, dünyayı yöneten bir gücün, dünya ile dalga geçerek kendi itibarını yerle bir ettiğine şahitlik ediyoruz. Doların küresel reverv para birimi olduğu sistemin mükemmel olduğunu tabii ki söyleyemeyiz ancak yıllardır süre gelmiş bir istikrarlı düzeni var. Altın ve kripto para birimleri devlet desteğinden yoksun. Yeni bir finansal düzenin kurulması çok kolay değil, bu düzenin değişmesinin maliyeti de dünyaya ağır gelebilir.
Bütçeye olan yük artarsa…
Trump, Fed’e faiz indirimi konusunda baskı yapıyor. Bu Fed’in şimdiye kadar karşılaşmadığı bir müdahale. Hem tarifeler hem de bu baskı, Amerikan varlıkları için bir risk primini artırıyor. Amerika’nın önümüzdeki yıl 9 trilyon dolarlık borcu yeniden finanse etmesi gerekiyor. Risk priminin artması, bonolara olan talebi zayıflatırsa bunun etkisi, yüksek borçlanma oranları ve bütçeye olan yükün artması anlamına gelir ki bu, Amerikanın sonunu yaratan en önemli neden olabilir. Korkulan, Amerikan hazinesinde oluşabilecek bir sorunun finansal sistemin geri kalanına yayılabilir ve temerrütlere ve hedge fon patlamalarına neden olabilmesi. Tabii ki böyle bir durumda dünya bundan nasibini alır, bu sadece Amerika için bir trajedi olmaktan çıkar.
Trump’ın dünyayı bilenmeyene itmek yerine bir an önce doların itibarını artırıcı politikalarla kaybettiği itibarını tekrar yakalaması gerekiyor. Yoksa bunun maliyeti dünya için çok ağır olabilir.