Ölümünün 500. yılında bir dahi Leonardo Da Vinci’yi anarken…

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Leonardo Vinci’nin ölümünün 500. yılında bütün dünyada, yaşamını yalnızlık içinde yaşamış bu dahi anılıyor. Onunla ilgili konulara değinerek anmalara ben de katılmak istedim.

1452- 1519 yılları arasında yaşamış, resim, mühendislik mimarlık başta olmak üzere 16 dalda üretimi ve uzmanlığı olan geleceğin planlayıcısı evrensel insan/dahi Da Vinci’nin ölümünün 500. yılı nedeniyle bu Rönesans insanı için bütün dünyada törenler yapılıyor. Ben de bu yazıyla anmak istedim.

Doğa en büyük laboratuvar. Bu laboratuvarda kuşların ayrı bir yeri var. Gözlemlediği kuşlarla ilgili 1505’te ‘Kuşların uçuşu kodeksi’ni yayınlıyor. Bu gözlemiyle bir paraşüt prototipini geliştiriyor. İlk helikopter de onun çizimi. Bu çizimler ona ‘teknik buluşçu’ unvanını kazandırıyor.
Venedik kentinde deniz taşkınlarını önleyen barikatlar, hidrolik su pompaları, çeşitli yeni müzik aletleri hep onun çizimleri…

Da Vinci önce kuşkusuz sonsuz merak sahibi ve hep hayallerini yaratıcı buluşlarla biçimlendiriyor. Resimleri paha biçilmez değerde. 77- 53 ebadındaki resmi La Jakonde/Mona Lisa’yı 14 yıl uğraşarak tamamlamış. Enigmatik bir özelliği var. Bugünkü ekspertiz değeri 650 milyon dolar. Salvador Mundi adlı eseri ise 2017’de 450 milyon dolara satıldı. Alıcının kim olduğu önce açıklanmadı. Ancak, bir süre sonra Suudi Prens Salman’ın bir yakını olduğu ortaya çıktı. Resim şimdilerde herhalde Prens’in sarayının duvarını süslüyordur.

Mona Lisa, Louvre müzesinde sergileniyor. Bu müzeye her yıl gelen 10 milyon ziyaretçinin vazgeçilmezi olan tablonun görüntü kaybına uğramaması için resminin çekilmesi yasak.
Mona Lisa 1911 yılında Müze’den çalınmıştı… Organize bir hırsızlık beklenirken, failin İtalyan asıllı bir müze bekçisi olduğu ortaya çıkmıştı. Bekçi tabloyu İtalya topraklarına iade etmek istemişti. İki yıl yattıktan sonra, hapishaneden bir kahraman gibi çıkmıştı.

Kayıtlarda bir de Da Vinci’nin Osmanlılar ile bir ‘mühendislik’ ilişkisi yer alıyor. 1502’de 2. Beyazıd’tan Haliç’e köprü için sipariş aldığı söylenir. Proje 720 ayak üzerine hazırlanıp saraya gönderilir, heyecan yaratır. Ancak Sultan “mali nedenlerle” projeye sıcak bakmaz. Fatih dönemindeki 5 devalüasyonun yarattığı derin izlerin bilinmesi, belki de buna neden olmuştur. Sonuçta bu proje rafa kalkar. 19. yüzyılda Haliç üstüne bir köprü yapılır. Da Vinci’nin köprü projesinin tıpa tıp benzeri ise 2005 yılında Norveç’te inşa edilir. Bizde ise Da Vinci’nin projesi üzerine bir araştırma söz konusu olmadığı gibi, bir arşiv belgesi de bulunmuyor.
Da Vinci hem Medici ailesi hem de Fransa kralından himaye ve destek görmüş. Hiç evlenmemiş. Yaşamı süresince yaratıcılığına sadece iki yardımcısı katkıda bulunmuş. Yaşamında bir yalnızlık söz konusu.

Leorardo’nun basılı bir eseri yok. Ama 13000 sayfadan oluşan Journal’i var ve bunu Louvre’da görmek mümkün. Bu çizim ve notlardan oluşuyor.

Da Vinci, bir Rönesans insanı ve insanlığın önüne birçok kapılar açmış bir dahi…
Rahmetli Tarık Zafer Hoca hep “Böylesi dellal’lar (delilerin çoğulu) iyi ki varlar. Olmasalar dünya çekilmez olurdu” der.
İnsanlık bu dâhilerin keşiflerini pek yerinde kullanmıyor. Kimi zamanda yaşamlarında kadirlerini bilmezden gelip yalnızlığa itiyor. Yalnızlara, Da Vincilere selam olsun.
…….
Bayrama giriyoruz. Tüm okurlarıma hayırlı ve sağlıklı bayramlar dilerim.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar