Siz gerçekten hangi kadını seviyorsunuz?

Feyzan E. TOP
Feyzan E. TOP KARŞI PENCERE feyzan.ersinan@dunya.com

Hepinizin hayatında değer verdiği bir kadın vardır; olmaz mı… Bu kadınlar kimileri için çoğaltılabilir de. Ancak kadının önemi kaçınılmaz, yadsınamazdır. Bu hafta Financial Times’ta harika bir konu vardı. ”Hollywood’ta Kadının Rolü”.Hakikaten kadının rolünü Türk sinemasına bakarak nasıl çıkarırsınız? Türk sinemasının malum dört yapraklı yoncası; Fatma Girik, Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Filiz Akın her biri farklı roller üstlenmediler mi? Sizin tipiniz hangisi idi?Şuh, anaç, güzel ve her daim arzulanan Türkan Şoray mı? Temiz, iyi huylu, kibar Hülya Koçyiğit mi? Sarışın, bilge, güzel, sosyetik ve belki ulaşılmaz Filiz Akın mı? Yoksa her hakkını savunan, erkek gibi kadın Fatma Girik mi?

Toplumlar kendi kadın kimliklerini sinemalarına yansıtır,kitaplarına yansıtır şüphesiz. Bizim gibi arada kalmış toplumlar da “Kadının Adı Yok” belki de en doğru betimlemedir. Biz de kadının adı yoktur. Kadındır, kenardadır, ne derse yapar. Peki, yapar da ya arada bildiğini okursa ne olur? Bir kadın neden dövülür mesela hiç düşündünüz mü? Bir canlıya el neden kalkar? Aczden mi?Çaresizlikten mi? Kadına karşı tutumumuz malum ülkemiz de hayli kötü rakamlar da bu yönde. Bir kız çocuğunun büyüyünce anne olmak istiyorum, hayali ne kısır bir hayal düşündünüz mü hiç?

İşte Alma Taylor da bu mantıkla yetişmiş bir kızdı. Charlie Chaplin’in sinemada esip gürlediği yıllarda Alma’nın izlenme oranı, hayran kitlesi misli fazlaydı. Tilly the Tomboy onun en büyük başarısıydı. Yıllar geçtikçe bu başarı grafiği düştü. Bu grafik sadece Alma için değil diğer pek çok kadın oyuncu için de düştü. Bu hafta Meryl Streep Fransız televizyonunda kadınlara filmler de ne kadar az rol verildiğinden dem vurdu. Carey Mulligan ve Meryl Streep’in “suffragette”diye tanımladıkları bu haleti ruhiye de kadına verilen roller hep ikinci sınıf. Örneğin çok güzel bir kadın aptalı,çok akıllı bir kadın çaresizi,çok güçlü bir kadın platonic aşığı oynuyor. ”Trainwreck” gibi feminist komediler de bile bir erkek partner karaktere eşlik ediyor. Haliyle kadının güçlü rolü gün be gün kan kaybediyor. Burada yönetmenlerin veya senaristlerin de erkek olmasının ve onların egolarının pay sahibi olduğunu söylemek de mümkün. Ancak endüstri genel olarak kuvvetli kadın sevmiyor.”Bazıları Sarışın Sever”sadece sarışınlıkla mı ilintili sadece yoksa erkekler aptal kadın sever mi?Ne dersiniz? Marilyn Monroe sizce çok aptal bir kadın mıydı,yoksa John F. Kennedy’nin yasak aşkı olarak tarihe geçecek kadar kurnaz ve cesur mu?Kendi hayatının rolünü oynasa konu bu kadar ikonlaştırır mıydık?

Hülya Koçyiğit’in hayatını yazarken ilk sorum kendisi de hatırlar, şu idi; ”Gerçekten kamera da öne çıkmak için yönetmenin yakınından geçmek gerekir mi?”.”Hülya Hanım;”hayır,ama geçen de çok olmuştur”dedi. Bir kadın başarılı ise sinemada,işte,hayatta vardır bir bit yemi düşüncesi artık Hollywood’ta bile tartışılıyorsa ne diyelim vay biz kadınların haline. Peki siz,siz hangi kadını seviyorsunuz? Her an yakınınız da olanı mı,yoksa ulaşılmaz olanı mı?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Veda 11 Ocak 2016
Yeni bir yıl 04 Ocak 2016
Update olmak 28 Aralık 2015
Tedbirsiz iyimserlik 07 Aralık 2015
Osman Bey... 09 Kasım 2015
Biz kimiz? 02 Kasım 2015