SU-57 Savaş uçağının hikayesi bize ne anlatmalı ve bizim uçak maceramız

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Bugün bizim ve Rusya’nın düşe kalka yaşadığı uçak sanayilerini ele aldım. Bizim 93 yıl sonunda iki prototip Hürkuş ürettiğimizi, onların 1991’de çıktıkları yolda bugün 28. yılda dünyanın en gelişmiş savaş uçaklarından SU-57 üretiyor olmalarının hikayelerini ele aldım.

Rusların uçak üretim macerası ile bizim uçak üretim maceramız önemli paralellikler içeriyor. Bizde de onlarda da düşüp kalkmalar olmuş. Şimdi bizim 93 yıl sonunda ürettiğimiz iki Hürkuş prototipi uçağımız var. Rusların ürettiği SU-57 uçakları ise dünyanın sayılı savaş uçakları arasında yer alıyor.

Önce bizden söz edelim; 1926 yılında Teyyare ve Motor Anonim Şirketi TOMTAŞ’ı Alman Jurkers firmasıyla ortak olarak kurmuşuz. 1928’de Almanlar ortaklıktan ayrılmışlar, Kayseri Teyyare Fabrikası olarak 1931’de üretime başlayan fabrikada 200 uçak üretilmiş, biri İran Şahına armağan edilmiş. Çeşitli dur kalklar sonunda Türk Havacılık Uzay Sanayi tarafından 2013 ve 2016 yıllarında iki Hürkuş uçağı prototipi üretilmiş durumda.

Rusya federasyonu 1991 yılında Mikoyan firmasına Mig-144 uçağı sipariş etmiş. 9 yıl altından kalkamayınca 2000’de proje iptal edilmiş. 2002 yılında bir başka devlet şirketi Sukhoi şirketine yeni bir savaş uçağı projesi verilmiş. 2007’de Hindistan’la ortaklık kurulmuş. 2010 yılında Hindistan’a 214 savaş uçağı teslimi yükümlülüğü yerine getirilmiş. 2019 yılında seri üretime geçilirken birçok ülkeden sipariş alınmaya başlanmış.

5’inci nesil savaş uçağı olarak takdim edilen SU-57, hem emsallerinden daha ucuz, hem radarlara görünmezliği var. Hem de 37 ton bomba taşıma kapasitesine 2 bin 600 kilometre hıza ve 20 bin irtifa gücüne sahip. Uzmanlar ABD yapımı F-35’lere göre çok daha ucuz ve aynı yetileri sahip olduğunu iddia ediyorlar.

Maks Fuarında görücüye çıkan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da incelediği uçak birçok ezberin bozulmasına yol açtı. “Savaş uçakları kendi ittifakı içinden alınır” zorunluluğuna adeta reddiye oluşturdu. F-35’ten daha ucuz 42 milyon dolar. Rusya açısından önemli bir katma değer sağlayacak görünüyor. Yılda bin adet satılırsa Türkiye’nin toplam ihracatının üçte biri gelire eşdeğer olacak. Bizim ihracatımızın kilo başına geliri 2 dolar dolayında iken 42 tonluk bu savaş uçağının kilosu 250 bin dolara geliyor. Katma değeri bundan iyi ne anlatabilir…

Uçağın 57 olan nümerik değeri de önem taşıyor. Zira 1957 yılında ilk kez uzaya çıkan astronot Yuri Gagarin 166 saatlik uzay uçuşuyla ”uzay pilotu” olmuştu. Rusya bu nümerik değerle, her işin bir birikime dayandığını ortaya koyuyor. Uzay teknolojisindeki ilk başarılarını dünyaya hatırlatıyor.

Şimdi biz de Mustafa Kemal’in “İstikbal göklerdedir” diye 1926 yılında temelini attığı uçak üretiminde 93 yıl sonunda, düşe kalka geldiğimiz yolculukta, prototip Hürkuş üretimi seviyesindeyiz. Ümit edelim ki, önümüzdeki yıllarda hızlı adımlarla sivil ve askeri uçak üretiminde çok daha önemli bir yere ulaşabilelim…

Erol Gönenç abimi rahmetle anıyorum

Gençlik döneminde çeşitli gazetelerin istihbarat şefi olarak tanıdığım, daha sonra DÜNYA gazetesinde birlikte çalıştığım gazetecilik mesleğinin duayen isimlerinden Erol Gönenç’in vefatını üzüntüyle öğrendim. Kendisine rahmet, eşi, çocuğu ve yakınlarına başsağlığı diliyorum.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar